Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

28 Ocak 2015 Çarşamba

Obüs'ün tanımı ve kullanım biçimi!

"Obüs"'ü en basit anlamda "ağır top" olarak nitelendirebiliriz.
Askerlikte toplar, "namlu uzunluğu"'nun, "namlu çapı"'na olan oranı göz önüne alınarak sınıflandırılırlar.
Bu oranı 20'den küçük olanlar havan,
20 ile 30 arası olanlar obüs,
30'dan büyük olanlar top olarak tanımlanırlar.
Top mermisinin ucunda tapa denilen bir bölüm vardır. Tapa, merminin istendiği zamanda patlamasını sağlar.
Tapanın türüne göre bazı mermiler hedefe çarptığı zaman, bazıları hedefe çarpmadan hemen önce, bazıları da hedefin içine saplandığı anda patlar.
Havanlarda tapa denilen bölüm tek bir parçadan oluşurken, top ve obüslerde bu bir kaç parçadan oluşmaktadır.

Obüsler, "üst açı grubu" olarak isimlendirilen topçu silahlarındandır. 45 dereceden büyük açılarda, atış yapabilen silahlar, hem daha uzun namluya sahiptirler, hem de namluların çapı daha büyüktür.
Bu daha büyük (bazen aynı zamanda uzun olan) yani tapa kısmında daha çok barut içeren bir mermiyi ateşleme kapasitesine sahip olmak demektir.
Üst açı grubuna sahip topçu silahlarının en büyük özelliği, atıştan sonra yaylı bir yörünge oluşturmalarıdır.
Bu sayede, saldırıya kalkacak olan bir ordu, saldırı öncesi "hazırlık bombardımanı"nda, düşmanın savunma siperlerini vurur.
Yani, öncelikle, bir saldırı silahıdır. Savunma amaçlı kullanıldığında, saldırıya geçen düşman birliklerini topa tutar.
Her iki halde de, savaş alanından mümkün olduğu kadar geride mevzilendirilir ve hedefine isabetli bir atış yapabilmek için kendisine gerekli koordinatları veren bir "gözcüye" ihtiyaç duyar.

25 Ocak 2015 Pazar

Günün kitabı: "Hitler üzerine Notlar - bir despotun patolojik dünyasi" / Sebastian Haffner

Aytunç Altındal'ın kitabından alıntılar üzerine düşünürken, ünlü Alman tarihcisi Sebastian Haffner’in "Hitler üzerine Notlar - „bir despotun patolojik dünyasi“ isimli kitabına rastladığımı yazmıştım.

Bu bağlamda, söz konusu kitap hakkında biraz dah bilgi vermek istedim.

1978 yılında Kindler Verlag GmbH tarafından, Münih’de basılan bu kitap, 2001 yılında, Nihat Tezeren tarafından tercüme edilip, Gendas A.S. tarafından, ülkemizde piyasaya sürülmüş.

Almanca forumlarda, kitap hakkında oldukca iyi yorumlarda bulunulmuş ve kitabın kolay okunulur ve anlaşılır (ikisi, her zaman birbirine paralel gitmiyor!) olduğu yazıyor.

212 sayfalik kitabında, Haffner, Hitler’in tüm hayatını, çok başarılı bir biçimde, adeta sürükleyici bir macera romanı gibi ve bence, yerinde analizlerle okuyucuya sunmuş.

19 Ocak 2015 Pazartesi

Çek tankları 35t ve 38t!

16 Mart 1939 tarihinde, Alman ordusu, Çekoslovakya devletinden geri kalan kısımları işgal ederek, bu devleti, 2. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar tarih sahnesinden kaldırır.

Bu işgalle birlikte, Alman ordusu, tank üretimi konusunda tecrübeli bir askeri sanayiye el koyar. O tarihe kadar Çek tank endüstrisi, 35t ve 38t isimli 2 ayrı tip tank üretmektedir.

Bu tanklar, bir çok açıdan Alman tankları ile benzeşiyordu.

-Arkadan motorlu
-Eğimsiz zırh
-Zırh kalınlığı 10 ilâ 25 mm. arasında
-Ağırlığı 9-10 ton arasında
-Hızı ortalama saatte 25 mil
-2 adet 7,92 mm. lik makineli tüfek

Avantajı:
-37 mm.lik bir topa sahip olması. Bu topun aynı kalibreye sahip Alman tank toplarından daha iyi olduğu denemelerde saptandı.
-Şasesi ve süspansiyonu sağlam ve güvenilir

Dezavantajları:
-2 veya 4 kişiden oluşan az sayıda mürettebat
-Perçinli zırh

Çekler tarafından ilk üretilen tank modeli, 35t idi. 1936 yılında üretimine başlanan bu model, 10 ton ağırlığa, 25-35 mm.lik bir zırha sahipti. 2 adet 7,92 mm. lik makineli tüfeğe ve 37 mm.lik bir topa sahip idi. Modeli L/40 olan topu, Ortalama hızı saatte 25 mil idi. 4 kişilik bir mürettebatı vardı.

           (Amerikan ordusu müzesi / Aberdeen)        

2 kişilik bir mürettebata sahip olması ve süspansiyonun "yaprak yay" adı verilen bir sistemden ve küçük tekerleklerden oluşması en büyük dezavantajları idi.

O dönem için, "orta ağırlıkta tank" olarak tanımlanan, 38t modelinin üretimine Çekoslovakya'da 1939 yılında başlandı. Bu modeli, 35t modelinden ayıran en önemli özellik, sahip olduğu "Christie süspansiyon" idi. Çekler, bu süspansiyonu, burma (torsiyon) yaylarla desteklemişlerdi.

Yapılan testlerden başarıyla geçen tank, Alman işgaline kadar bir çok ülkeye satıldı. Bu süspansiyon tankın arazide hem hızını hem de manevra kabiliyetini arttırıyordu. Tank personelinden çatışma esnasında daha iyi verim alınmasını sağlıyordu.

          Alman Tank müzesi / Munster

38t modeli, 9,5ton ağırlığa, 10 ilâ 50 mm.lik bir zırha sahipti. 2 adet 7,92 mm. lik makineli tüfeğe ve 37 mm.lik bir topa sahip idi. Ortalama hızı saatte 26 mil idi. 4 kişilik bir mürettebatı vardı. Gerek geliştirilmiş süspansiyonu gerekse, bakım ve tamirinin kolay olması nedeniyle, mürettebatları tarafından güven duyulan bir tank modeliydi.

Perçinli zırh, her iki modelin en zayıf noktasıydı. Bu üretim tekniği, bir yandan, tankın dayanıklılığını zayıflatıyordu; diğer yandan da zırha isabet eden mermiler, zırhı delmese bile, oluşan ani basınç nedeniyle, içeriye doğru patlayan perçinler, mürettebat ve donanımı tahrip ediyordu.

Panzer I ve Panzer II tanklarının sahip olduğu temel dezavantajlar, bu tankların da gelişimine belirli sınırlar koydu.

Zırhlarının zayıf olması, ancak, cephe gerisinde veya uzak menzil gerektiren görevlerde kullanılabilmelerine izin verdi.

Mobil uçaksavar olarak kullanılmak istenen (Flakpanzer 38t), uçak mermileri karşısında zırhının yetersiz kalması sonucu görevden alındı.

Şasenin toplam uzunluğu ve genişliği diğer bir sorundu. Kısa ve dar bir tank olması nedeniyle, tareti çıkartıldıktan sonra bile, üzerine yerleştirilen tanksavar topunun kalibresi belli bir ölçüyü aşamıyordu.

Bu durumun istisnaları, tank avcısı olarak kullanılan Marder III ve Hetzer modelleridir. Hetzer düşük silueti (yapısı) sayesinde, Marder III'de kullanılan topun uzak menzili ve tahrip gücü sayesinde başarılı bir tank avcısı idi.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Tank

16 Ocak 2015 Cuma

Günün kitabı: II. Dünya Savaşı / R.A.C. Parker!

Bugün sırada, dilimize tercüme edilmiş bir kitap var. Yazarı, Robert Alexander Clark Parker, 1927 yılında, Yorkshire, İngiltere doğmuş, bir tarihçi.

Uzmanlık alanı, 2. Dünya Savaşı ve bu tarih kesimi içerisinde, "İngiltere'nin Almanya ile olan yatıştırma politikası".

Bu konuda yazdığı 2 kitap, 

"Chamberlain ve Yatıştırma: Britanya politikası ve 2. Dünya Savaşı'nın gelişi" (1993)

ve

"Churchill ve Yatıştırma: Churchill, 2.Dünya Savaşı'nı engelleyebilir miydi?" (2000) 

Müfit Günay tarafından tercüme edilen ve Dost kitapevi tarafından, Eylül, 2005, tarihinde basılan kitabın orijinal ismi: "2. Dünya Savaşı: özet"! (the Second World War: a short history)



Orijinalinin ilk basım tarihi 1989 yılı. 1997 ve 2001 yıllarında, gözden geçirilmiş yeni basımları var.

348'lik sayfalık bu kitap, "önsöz" kısmı hariç, 18 bölüme ayrılmış.

Sadece, savaşın değişik cephelerini anlatmakla kalmamış, ekonomi, moral, sivil katliamlar, stratejik bombardıman, stratejiler gibi değişik konulara da başlı başına birer bölüm ayırmış.

Savaş sonrası ilişkileri, soğuk savaşın başlamasını, savaşın etkilerinin savaş sonrası yıllarda nasıl ortaya çıktığını ele aldığı bölümler, kitabı, sadece, askeri konulara ilgi duyanlar için yazmadığının kanıtı.

Konuya yeni başlayanlar için, rahat okunan ve konuya hakim birinin yazdığı, güzel bir derleme. Konuyu uzun süredir takip edenler içinse, içinde hala ilgi duyabilecekleri ve yeni şeyler öğrenebilecekleri bir özet.

Kısacası, alın, okuyun ve kütüphanenize koyun!


13 Ocak 2015 Salı

Günün belgeseli: Alman "ZDF-İnfo" kanalında yayınlanan "Hitler'in yardımcıları" isimli belgesel dizisinin yedinci bölümü "Adolf Eichmann:İmha uzmanı "!

Alman "ZDF-İnfo" kanalında yayınlanan "Hitler'in yardımcıları" başlıklı 12 bölümlük ve ilk defa 1996 yılında yayınlanan belgeselin yedinci bölümünü ekliyorum.

Hazırlayıcısı, Guido Knopp isimli 1980'lerden itibaren devlet kanalı olan ZDF için çalışan bir tarihçi-gazetecidir. Öncesinde "Frankfurter Allgemeine Zeitung" ve "Welt am Sonntag" gazetelerinde (ortanın sağı olarak nitelendirebileceğimiz) çalışmıştır. Devletten aldığı destekle özellikle Nasyonal Sosyalizm tarihi üzerinde uzmanlaşmış çok üretici bir yazardır.


Kitapları ve bunlardan üretilen belgeselleri çok geniş kaynaklara dayanır ve anlatımı/sunumu akıcı ve kolay anlaşılır bir tarza sahiptir. Diğer bir deyişle, Almanya'da popüler tarih yaratıcıları arasında en ön sıralarda yer alır. Belgesellerinde ki sorun, her ne kadar bir kaç bölümden oluşsa da, neredeyse 30 yıla yakın bir dönemi anlatırken doğal olarak oluşan bilgi patlaması ve dönemsel atlamalardır. Bir nevi bilgilerin kısıtlı zaman dilimine sıkıştırılması sonucu oluşan bir bombardıman ve bunun sonucu seyirci de kopmalar yaşanır. Bundan dolayı, kitaplarını okumak daha verimlidir.

12 bölümlük bir belgeselden geniş alıntılar yapmak tabii ki mümkün olmadığından buraya "youtube"'da bulduğum İngilizce versiyonun linkini ekliyorum.

Hitler'in yardımcıları / Guido Knopp / İngilizce / Bölüm 7

Knopp belgesellerini takip edenler, Knopp'un konuya ağırlıklı olarak sosyal, ekonomik ve politik açılardan yaklaştığını göreceklerdir. "Devlet kanalı" olan ZDF için çalıştığı gerçeğini hiç bir zaman unutmayalım. "Resmi kaynaklara" dayalı bir popüler tarihçilik yapmak zorunda kalmış, "Holocaust", savaş öncesi uluslararası politika, 2 savaş arası dönemde ki ideolojik çatışmanın Avrupa siyasetine ve Alman iç politikasına etkileri, 1. Dünya Savaşı'nın mirası gibi konulara belirli bakış açılarından yaklaşmıştır. Yine de çok verimli ve seyretmesi/okuması her zaman öğretici bir tarihçi/gazetecidir.


Dilimize 2 kitabı tercüme edilmiştir. Daha önce tanıtmıştım. Her iki kitabın tercümesi güzeldir. Fiyatları uygundur. Baskı kalitesi ülkemiz koşullarındadır.

Diğer bölümlere bu linkden ulaşabilirsiniz:
https://savasvetarih.blogspot.de/search/label/Guido%20Knopp

9 Ocak 2015 Cuma

Askeri tarih alt bilim dalında, hangi faktörler, "savaş" olgusunun incelenmesinde önemlidir?

Askeri tarih alt bilim dalının, incelediği en önemli konulardan birisi, “savaş” olgusunun, zaman içerisinde nasıl değiştiğidir. Doğal olarak, söz konusu değişim, birden fazla faktörün, hem kendi içinde, hem de birbirleri ile olan karşılıklı etkileşimleri sonucunda, gerçekleşmiştir. 
Hangi faktörlerin, bu değişimi ne ölçüde etkilediği, bence, sonu gelmez bir tartışma konusudur. 
Faktörlerin önem sırası nedir?
Nasıl belirlenir? 
Hangi faktörler, hangi dönemlerde, hangi coğrafyalarda ve hangi tip toplumlarda daha fazla önem kazanmıştır? 
Tüm bu değerlendirmeleri yaparken, hangi kıstaslara başvuracağız? 
Bunlar, söz konusu inceleme yapılırken, sorulması gereken sorulardan, sadece bir kaçıdır.
Görüldüğü gibi, daha faktörlerin askeri tarihe ne ölçüde etki yaptığını, incelemeye başlamadan, hangi faktörleri ele almamız gerektiği konusunda bile, sonu görünmeyen bir soru-cevap sarmalına girebiliriz.
Çoğu zaman göz ardı edilen diğer önemli bir unsurda, “savaş” olgusunu incelerken, “savaş” öncesi bazı “değişmez” verilerin hesaba katılmadığı, ya da “savaş”’a olan etkilerinin küçümsendiğidir.
Bunlar arasında en önemlileri olarak:
-Coğrafya,
-Coğrafyaya bağlı olarak, yeryüzü ve iklim koşulları,
-Yeraltı kaynakları ve o coğrafyada yaşayan toplumların ulaştığı ekonomik/sanayi düzeyi açısından, bunları işleme kapasitesi,
-“Savaş”’a dahil olan toplumların sosyal ve kültürel düzeyleri,
temel değişkenler arasında yer alır.

6 Ocak 2015 Salı

"Atlas Tarih" dergisinin, 31. sayısı (Aralık 2014 / Ocak 2015) çıktı!

Aralık ayında tanıtımını yaptığımız bir tarih dergisi, 2 ayda bir çıktığından, geçen ay gözden kaçırmış olan okuyucular için bu ay bir tekrar yapıyorum:

O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 31. sayısı (Aralık 2014 / Ocak 2015) çıktı.
Bu ayki sayfa sayısı 146 olan derginin, satış fiyatı 14.- TL.

Gazete bayiine.. (En azından eskiden öyleydi!)

Ilginizi çekebilecek diğer yazılar:

tarihdergileri

3 Ocak 2015 Cumartesi

“Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 8. sayısı (Ocak 2015)!

Her ayın, olmazsa olmaz, süreli yayını, “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 8. sayısı (Ocak 2015) çıktı.
Bu ayki sayfa sayısı 116 olan derginin, satış fiyatı 10.- TL.
Her ay olduğu gibi, yine “dolu dolu“ bir dergi okunmayı bekliyor.
Ilginizi çekebilecek diğer yazılar:

1 Ocak 2015 Perşembe

Sağlık ve mutluluk dolu bir yeni yıl dileğiyle...

Sevdiklerinizle beraber, sağlık, şans ve mutluluk dolu bir yeni yıl dileğiyle...