Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

31 Temmuz 2015 Cuma

Günün filmi: Oba - Son Samuray / 2011 / 1944'de, Japon ordusunun Saipan direnişi!

15 Haziran 1944 tarihinde, Amerikan ordusu Pasifik'de ki Saipan adasına çıkarma yapar. 9 Temmuz tarihinde, Japon başkomutanın harikari yapar. Geriye kalan 4.000 Japon askeri, bir Banzai saldırısı ile Japonya'yı ve imparatorlarını onurlandırarak ölürler. Bunun üzerine, Amerikan Başkomutanı adanın ele geçirildiğini ve çatışmaların sona erdiğini ilan eder.

Ancak, herkes bir tek şeyi,daha doğrusu kişiyi unutmuştur. Yüzbaşı Sakae Oba! Emrindeki 47 asker ile 512 gün boyunca, dağlarda direnir. Japonya'nın tesliminden 3 ay sonra, Saipan Bölge komutanından gelen yazılı bir emir ile teslim olur. (Not: Emrindeki askerlerden bir tanesi, gelen emre rağmen bile teslim olmayı reddeder ve tek başına direnmek üzere kaçar!)

Film, konusuna rağmen fazla çatışma sahnesi içermiyor. Daha çok, Japonların yaşam/ölüm felsefesini işlemiş. Ülkeye ve imparatora karşı duyulan saygı, yiyecek ve içecek sıkıntısına rağmen düşmanla savaşmaya devam etmek, bir asker olarak esir olmak yerine intihar etmek, kişinin bireysel istek ve hayallerini toplumun çıkarı uğruna feda etmesi gibi, bize oldukca uzak gelen (ve her geçen gün daha da uzaklaşan!) sosyo-psikolojik konulara değinmiş. Tüm bunlar, bir grup Japon sivilin, askerlerle birlikte yaşamaya başlamasıyla daha da karmaşık hale geliyor.

Clint Eastwood'un yönettiği, "Iwo Jima'dan mektuplar" filminin, daha düşük bir bütçeyle çekilmiş olanı. Keyifle seyrediliyor, tavsiye ederim.


30 Temmuz 2015 Perşembe

Günün kitabı: Alman taarruzunda Temmuz 1941 Rusyası / Grigoriy Baklanov

2. Dünya Savaşı Doğu cephesi,askeri tarih kitapları ağırlıklı olarak, Stalingrad, Moskova, Kursk, Leningrad, Bagration harekâtı gibi konuları ele alır. Bu sayılan şehir muharebeleri ve operasyonlar tabii ki, çok önemli dönüm noktalarıdır.

Ancak, "Barbarossa Harekâtı" 22 Haziran 1941 tarihinde başladıktan sonra, gelişen olayları ve çarpışmaları merak ederseniz, okuyabileceğiniz fazla kitap yok. Hele, dilimize tercüme edilmiş olanları, maalesef çok az.

Bunlardan birisi, Kastaş yayınları tarafından 1986 yılında basılmış olan "Alman taaruzunda Temmuz 1941 Rusyası" isimli kitap.

Grigoriy Baklanov'un yazdığı, Türkçemize Naime Yılmaer tarafından tercüme edilen 234 sayfalık bir kitap.


Kitabın kapak resmi pek profesyonelce olmasa da, konu ile ilgilenenlerin başvuracağı ender kaynaklardan birisi..

27 Temmuz 2015 Pazartesi

Günün kitabı: Der erste Weltkrieg / Die 101 wichtigsten Fragen / Gerd Krumeich

Bugün, Almanca kitaplar serimize bir tane daha ekliyoruz.

Gerd Krumeich’ın yazdığı “Der erste Weltkrieg / Die 101 wichtigsten Fragen” (1.Dünya Savaşı / 101 önemli soru) isimli kitap, C.H.Beck isimli yayınevinin, “Wissen” (Bilgi) alt başlığı altında yayınlanmış.

Bu cep kitabı formatında ki, 155 sayfalık kitabın basım tarihi 2014. Benim elimdeki kopya, aynı yıl içinde  ki 2. baskı.

Bloğu ,ilk defa okuyanlar için kısa bir bilgi:

Almanya’da,   bu “cep kitapları” serisi, çok tutulur. Ele aldığı konuları, “az ve öz” diyebileceğimiz bir yaklaşımla irdeler. 100-150 sayfa arasında, kolay bir dille ve akıcı bir anlatımla, fazla derine inmeden, bir nevi “başvuru kitabı” niteliğindedir. Ancak, bazı konuları irdelerken, konunun içeriği gereği, okuyucuyu zorlayan bölümlere rastlanır. Bunun yanında, yazarın anlatım/yazım dilinin önemini de, göz ardı edemeyiz.

Hem formatı, hem de bu format sayesinde, düşük fiyatı nedeniyle çok tutulan bir seridir. (E-kitabın, Almanya’da da hızla yayılmasına rağmen!)

Gerd Krumeich, Düsseldorf Heinrich Heine üniversitesinde görevli. Uzmanlık alanı olan 1.Dünya Savaşı hakkında bir çok eseri var. Bunların arasında en önemlisi, “1.Dünya Savaşı Ansiklopedisi”’dir. (Irına Renz ve Gerhard Hirschfeld ile birlikte hazırladıkları bir eserdir.)

Beck yayınevi, konuyu 101 soruda ele alan bir uygulama yapmayı tercih etmiş. Sorunlar gruplar halinde, belirli konuları incelemek amacıyla sorulmuş ve kendi içlerinde tutarlı bir biçimde birbirlerini tamamlıyorlar.



Kitabın içinde ki 4 adet harita son sayfalarda yer almaktadır.

Kitap, kısa bir önsöz ile başlayıp, 7 ana bölüme ayrılmış.

-Savaş öncesi ve “Haziran krizi” 13-32
-Büyük katliam                                 33-60
-Savaşta politika                              61-79
-Cephe ve cephe gerisi                80-98
-Kültür                                                 99-117
-Teknik ve ticaret                            118-135
-Savaşın sonu ve sonuçları          136-154

Fiyatı bu seride ki tüm kitaplar gibi, 8,95 Avro.

21 Temmuz 2015 Salı

Dresden Askeri Müzesi 2!

Dresden Askeri Müzesinden yeni fotoğraflar!





İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
askerimüze

20 Temmuz 2015 Pazartesi

Dresden Askeri Müzesi

Dresden Askeri Müzesi, 11 Temmuz gecesi, deposunun kapılarını ziyaretçilere açtı. Geceden birkaç fotoğraf: (Bir sürü işsiz-güçsüz insan, gece o vakitte, müze gezmeye gelmişler. Hem de, saatler öncesinden kuyruğa girip bekliyorlar. Deliler...)







İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
askerimüze

17 Temmuz 2015 Cuma

Clausewitz dergisi / askeri tarih dergisi


Aslında, Clausewitz dergisi, birinci sayısı 29 Ekim 2010 yılında yayınlanan, oldukça genç bir yayın organı.  2 ayda bir çıkan derginin, bugüne kadar 10 adet „özel“ sayısı da yayınlandı.

Ait olduğu, „Gera Mond“ grubu, 1989 yılında, Münih‘de kurulmuş.  İlk yayını, „tren hobisi“ üzerine kurulu olan „Bahn extra" (Demiryolları Özel!) dergisiydi. Uzun süre, bu hobi etrafında birden fazla dergi çıkartıyor. Ancak, 1990’lardan itibaren, „bilgisayar“‘ın, bir çok sektöre olduğu gibi,  tren hobisine de ağır bir darbe indirmesi üzerine yayınevi , 2000 yılında yayınlamaya başladığı „Flugzeug classic“ (Klasik Uçaklar), dergisi ile başka alanlara yatırım yapmaya başlıyor.

Bunu, 2005 den itibaren bir çok alanda, her yaşa ve her cinse hitap eden yayınlarla, genişleme hamleleri izlemiş.

„Schiff Classic“ (Klasik Gemiler), Motorrad (Motorsiklet), Garten (Bahçe), Modell Fan (Maket), RC-modell, bunlardan sadece bir kısmı.

Bu arada, 1997 yılından beri, „Hardcover“ adı verilen formatta kitap baskıları da var.

2010 yılında, „askeri tarih“ konusunun gördüğü popüler ilgiyi yakalayıp, “Clausewitz” dergisi ile “askeri tarih” branşına girdi.

2014 yılı başında, piyasada ki diğer “askeri tarih” dergisi olan „Militär und Geschichte“ (Askerlik ve Tarih) dergisini (yayına başlangıcı 2001!) kendi yayınları arasına kattı.

Bu atılım, branşta, ikinci bir dergiye, hem de aynı yayınevinden, yer olduğunu göstermesi bakımından ilginç. (Clausewitz, 5. yılını, Militaer und Geschichte ise, 13. yılını doldurduğundan, bu saptamayı yapabiliyorum!)

Clausewitz dergisi askeri tarih ve askeri teknik konularına yoğunlaşmış. Tüm askeri silahlar ve araç-gerecin gelişimi, kullanımı, tarihe damgasını vurmuş komutanlar ve muharebeler, ele alınan temel konular arasında. Her bir sayıda, ortalama 10 civarında makale yer alıyor. Bu makalelerin ele aldığı konular, antik çağlardan günümüze kadar geniş bir yelpazeden seçiliyor. Ama, doğal olarak, her sayıda, Alman tarihinden bir muharebe, savaş veya komutanın incelendiği bir veya birden fazla makaleye rastlanıyor.

Genel hatlarıyla makaleler,

İnsanlar ve Hikayeleri

Dünya tarihinden muharebeler

Askerlik ve Teknik

Detaylarıyla askeri teknik

Kriz bölgeleri, Savaşlar ve Çatışmalar

Analiz (Bir muharebenin incelenmesi veya 2 komutanın karşılaştırılması gibi!)

isimlendirilen bölümlere ayrılmış.

Belirli sayılar, önemli savaşların dönüm noktasını oluşturan muharebelerin yıldönümlerine denk gelirse, doğal olarak, o konulara öncelik veriliyor.

Derginin ortalama sayfa sayısı, 60-65 arasında değişiyor ve fiyatı, 5,50 €. Ortalama satış rakkamını maalesef bulamadım. Ancak, "Militaer und Geschichte" dergisinin, ortalama satış rakkamının 27.000 (50.000 adet basım!) civarında olduğunu biliyorum.


12 Temmuz 2015 Pazar

Kutusov Harekâtı / Kursk muharebesi /

Bundan, 72 yıl önce, bugün, 12 Temmuz 1943 tarihinde, Sovyet ordusu, "Kutusov Harekâtı"'nı başlattı.
2. Dünya savaşı ile ilgilenenlerin çoğu, "Kursk muharebesi"'ni bilir.
Az bilinen konu, Kursk muharebesi, Alman ordusunun "Zitadelle Operasyonu" ile başlamış, Sovyet ordusunun, karşı-saldırısı olan "Kutusov Operasyonu" sonuçlanmıştır.
Kursk çıkıntısında yer alan, 10 ilâ 12 adet Sovyet ordusunu klasik bir kuşatma hârekatı ile yok etmeyi planlayan Alman Genelkurmayının planı, 05 Temmuz tarihinde uygulanmaya konulmuş, ancak, yüksek kayıplara oranla, elde edilen az toprak kazanımı nedeniyle 11 Temmuz günü durdurulmuştur. (Bu kararda, Müttefiklerin, 10 Temmuz'da Sicilya'ya çıkarma yapması da önemli bir rol oynamıştır!)
Almanların harekâtı sona erdirmelerinden bir gün sonra, rezervde bekleyen Sovyet orduları, kuzey ve güneyden, (Alman planının aynısının, aynadaki görüntüsü olarak tanımlayabiliriz!) karşı-saldırıya geçmişlerdir. 12 Temmuz'da başlayan Kutusov Harekâtı 18 Ağustos'a kadar devam etmiş ve 38 gün sonunda, tüm Alman ordularını, Orel bölgesinden geri püskürterek, önemli bir stratejik başarı elde etmiştir.
Sovyet ordusu, her zaman olduğu gibi, büyük kayıplar vermiştir. 430.000 ölü, yaralı ve kayıp asker yanında, yaklaşık 2600 tank/tank avcısı tahrip edilmiştir.
Alman ordusunun kaybı, 115.000 asker ve 230 tank/tank avcısı şeklindedir.
Alman kayıpları, çok daha az olmasına rağmen, gerek sahip oldukları insan ve araç kaynağı, gerekse üretim kapasiteleri nedeniyle, bu iki harekât sonucunda, Alman ordusu, Doğu cephesinde, "stratejik inisiyatifi" bir daha ele geçirememek üzere kaybetmiştir.

4 Temmuz 2015 Cumartesi

Günün kitabı: Stalin’s Beutezug / Die Plünderung Deutschland’s und der Aufstieg der Sowietunion zur Weltmacht / Bogdan Musial !

Sırada ki kitap, Bogdan Musial’ın yazdığı, Stalin’s Beutezug (Stalin’in yağma seferi) ismini taşıyor.

Alt başlık daha açıklayıcı:

"Die Plünderung Deutschland’s und der Aufstieg der Sowietunion zur Weltmacht" (Almanya’nın yağmalanması ve Sovyetler Birliği’nin, bir „Dünya Gücü“ olması)

512 sayfalık kitap, 13 Nisan 2010 tarihinde, List yayınevi tarafından basılmış.

Cep kitabı formatında ki baskısının fiyatı 11 -€.


Aslında, bu kitabı okumadan önce, aynı yazarın „Kampfplatz Deutschland“ (Savaş alanı Almanya) isimli kitabını okumak gerekiyor. Basım tarihi 2008.

Bogdan Musial, 1960 doğumlu bir Polonyalı. 1985 yılında Almanya’ya sığınmış ve 1992 yılında Alman vatandaşlığına geçmiş.

1990 –1998 yılları arasında tarih, sosyoloji ve politika (politik bilimler) eğitimi almış. 1998 yılında „İşgal altında ki Polonya’da Yahudi zulmü“  isimli teziyle doktorasını aldı. 1991 – 1998 yıllarında Friedrich-Ebert Vakfının bursundan faydalandı.

1999 -2004 arasında Alman tarih Enstitüsünün Varşova şubesinde görev yaptı. 2005 yılında doçent oldu. 2007 yılından beri Varşova Ulusal Hafıza Enstitüsünde görevlidir. Bir çok makalesi vardır ve 2 kitap yazmıştır.

Yazarın ele aldığı konu oldukça ilginç ve bugüne kadar ihmal edilmiş. Her ne kadar 2. Dünya Savaşı ile alakalı da olsa, savaş sonrası dönemi içerdiğinden dolayı, bugüne kadar üstünde durulmamış.

Diğer önemli bir neden, de, Sovyet devlet arşivlerinin, ancak, 1990’ların ortasından itibaren, batılı araştırmacılara açılmış olması.

Kitaba getirilebilecek ilk ve en önemli eleştiri, kitabın başında ilan edilen konunun, 512 sayfalık kitabın, ancak, 125 sayfasında ele alınmış olması. Geriye kalan kısımlarda, savaş öncesi Alman-Sovyet ilişkileri, Almanya’nın ihtiyaç duyduğu hammaddeler karşılığında, gerçekleştrilen teknoloji ve silah transferi, Sovyet tank endüstrisinin gelişimi, savaş esnasında Sovyet birliklerinin uğradığı moral bozukluğu karşısında alınan önlemler, vb. konulardan bahsediyor.

Bilhassa Sovyet tank endüstrisini ve Barbarossa harekâtının ilk 2 yılında, Sovyet ordusunun geçirdiği evrim, anlattığı bölümler çok ilginç. Ancak, kitabın başlığında ilan edilen „konu“ ile pek alakalı değil bu noktalar. Bundan dolayı, kitabı, doğrudan konu ile ilgilendiği için alanların, belirli bir düzeyde „hayal kırıklığına“ uğradığı bir gerçek. Hele, kitabın, ancak, % 25‘ inin, „ana konu“‘ya ayrıldığını düşünürsek…

Bu eksikliği bir kenara bırakırsak, yazar, savaş sonrasında, sadece Almanya’nın değil, diğer tüm Sovyet orduları tarafından kurtarılan (ve zamanla, işgal edilen!) Doğu Avrupa ülkelerinde ki, sanayi işletmelerinin, yeraltı kaynaklarının ve ticari malların sistematik olarak, uzunca bir süre Sovyetler Birliği’ne aktarıldığını, kaynaklarla okuyucuya sunmuş.

Bir Polonya’lı olarak, ülkesinin, gerek savaş başında gerekse savaştan sonra, hangi süreçlerden geçtiğine ayrıntılı yer vermiş. Bu konuya ayırdığı sayfa ve kaynak, belki bazı okuyucuları rahatsız edebilir, ama, bence çok doğal.

Bu arada, 2. Dünya Savaşı’nda asker ve sivil olarak en büyük kayba uğrayan, ekonomik, ticari ve kültürel açıdan en geniş kapsamlı yıkımı yaşayan Sovyetler Birliği’nin, savaşı kazanan taraf olarak, „tazminat“ istemesi çok doğal. Bunun ölçüsünü ve sürekliliğini saptama konusunda, işin ayarı bozulmuş olabilir. Bunu da gözden kaçırmamak gerekir.

"Atlas Tarih" dergisinin, 34. sayısı (Haziran/Temmuz2015)!

Haziran ayında tanıtımını yaptığımız bir tarih dergisi, 2 ayda bir çıktığından, geçen ay gözden kaçırmış olan okuyucular için bu ay bir tekrar yapıyorum:

O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 34. sayısı (Haziran/Temmuz 2015) çıktı.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

“Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 14. sayısı (Temmuz 2015)!

Her ayın, olmazsa olmaz, süreli yayını, “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 14. sayısı (Temmuz 2015) çıktı.
Bu ayki sayfa sayısı 116 olan derginin, satış fiyatı 10.- TL.

Her ay olduğu gibi, yine “dolu dolu“ bir dergi okunmayı bekliyor.
Ilginizi çekebilecek diğer yazılar: