Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

31 Aralık 2016 Cumartesi

2016'ı bitirirken!


2016 yılının şu son saatlerinde, yeni yılın, hekes için daha sağlıklı, mutlu ve başarılı olmasını dilerim.

Bloğumuzun konusu "askeri tarih"; ama, "savaş" olgusunun Dünya'dan silindiği bir yeni yıl umuduyla...

28 Aralık 2016 Çarşamba

İş Bankası’nın sunduğu, „Osprey Askeri Tarih Dizisi“ bu senenin ilk yarısının sonlarına doğru, yayınına son verdi!

2016 yılı bitmeden,  arkası kesilmeyen kötü haberlere bir tane de ben eklemek zorundayım. Sanırım, çoğu okuyucu farkına varmıştır.
Duyduğumuz kadarıyla, İş Bankası’nın sunduğu, „Osprey Askeri Tarih Dizisi“ bu senenin ilk yarısının sonlarına doğru, yayınına son verdi.

Benim aldığım ve tanıttığım en son yayın, "Osmanlı deniz harekâtı / 1911 - 18" başlığını taşıyordu ve serinin 24. Kitabı olarak, Ocak 2016 tarihinde piyasaya verilmişti.
Son İstanbul Kitap Fuarı’nda, yayınevinden bir kaç kişi ile yapılan konuşmalar sonunda, serinin yayınına son verildiği bilgisini aldık. Her ne kadar yayınevi tarafından bugüne kadar, resmi bir açıklama yapılmadığından, söz konusu durum 100% kesinlik kazanmadı. (Belki de, bizim gözümüzden kaçtı.) 

Umarım devam ederler. Ya da, başka bir yayınevi serinin basımını üstlenir.
İlginizi çekebilecek diğer Osprey Askeri Tarih Dizisi haberleri:
OspreyAskeriTarihdizisi

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

23 Aralık 2016 Cuma

Günün sözü Hermann Göring'e ait!

2. Dünya Savaşı sonunda ve sonrasında, Alman milletinin „Führer“‘i Adolf Hitler hakkında , çok şey söylenmiş ve yazılmıştır. 

Savaş boyunca, cephede ve/veya Genelkurmay’da onun emrinde görev yapmış bir çok general, anılarını yazarken, bazı konularda haklı, ama bazı durumlarda da, hem kendilerini  hem de Alman ordusunun itibarını kurtarmak için Hitler’i ve onun verdiği kararları suçlamışlardır. 

Örneğin, „eski dostu“ Hermann Göring’in, savaş sonunda söylediği şu söz çok ünlüdür. 

„Savaş boyunca Müttefiklerin en büyük destekçisi Hitler olmuştur!“ (Kesselring’in „2. Dünya Savaşı’na dair düşünceler“ kitabı, sayfa 36)

19 Aralık 2016 Pazartesi

Günün kitabı: Hitler’i yenen adam, Mareşal Jukov / Geoffrey Roberts

Bugünkü kitap köşemizde, „Hitler’i yenen adam, Mareşal Jukov“ başlıklı kitaba yer veriyoruz.


Kalkedon Yayıncılık tarafından Şubat 2016 tarihinde piyasaya verilen kitap 432 sayfa. Tercümesi Eser ulun ve İdem Erman tarafından yapılmış. „Önsöz“ ve „Kronoloji“ kısımları haricinde, 14 ana bölüme ayrılmış.
1-Sic Transit Gloria: Mareşal Georgi Jukov’un zafer ve düşüşleri
2-Efsanevi gençlik yılları: Köylü çocuk komünist bir asker oluyor.
3-Bir askerin yaşamı: Bir kızıl komutanın eğitimi, 1922 - 1938
4-Halhin-Gol 1939: Bir generalin kanı
5-Kiev’de Savaş oyunları ve hazırlıklar, 1940
6-Yoksa felaketin baş mimarı mıydı? / Jukov ve 22 Haziran 1941
7-Stalin’in generali: Leningrad ve Moskova’yı kurtarmak, 1941
8-Zaferin mimarı mı? Stalingrad 1942
9-Na Zapad! Kursk’tan Varşova’ya 1943 – 1944
10-Kızıl fırtına Almanya’nın fethi 1945
11-Taşraya sürgün: Gözden düşme ve rehabilitasyon 1946 – 1954
12-Savunma Bakanı: Zafer ve Parodi
13-Son savaş: Tarih için mücadele 1958 – 1974
14-Zaferin mareşali
Bildiğim kadarıyla, bu eser, kitabın yazarı, Geoffrey Roberts’ın dilimize kazandırılan ilk eseri. 1952 İngiltere doğumlu Roberts, son 20 yıldır, 2. Dünya Savaşı öncesi ve esnasında Sovyet diplomasisi ve  özellikle Stalin ve Jukov konularında uzmanlaşmış bir askeri tarih yazardır. İrlanda’da ki College Cork Üniversitesi’nde, modern tarih bölümü profesörüdür. Eserleri hakkında getirilen genel eleştiri, yoğunlukla Sovyet kaynaklarını kullandığından dolayı, olaylara bakış açısında Sovyet perspektifinin ağır olduğudur.
Başlıca eserleri,
The Soviet Union and the Origins of the Second World War, 1995           (Sovyetler Birliği ve 2. Dünya Savaşı’nın nedenleri)
The Unholy Alliance: Stalin’s Pact with Hitler, 1989                                         (Uğursuz İttifak: Stalin’in Hitler’le işbirliği)
Victory at Stalingrad: The Battle That Changed History, 2002                      (Stalingrad’da zafer: Tarihi değiştiren muharebe)
Stalin’s wars: From World War to Cold War, 1939-1953, 2006                     (Stalin’in savaşları: Dünya Savaşı’ndan Soğuk Savaş’a, 1939 – 1953)
Bugün tanıttığımız, „Hitler’i yenen adam, Mareşal Jukov“, isimli kitabı da, 2012 yılında çıkan son eseridir. “Yayınevi, kitaplarını tercüme etmeye neden sondan başladı?” sorusundan yola çıkarak, diğer kitaplarını yayınlamayı, en azından şimdilik düşünmedikleri, sonucuna varabiliriz.
Kitapla ilgili küçük bir anektod: 2. Dünya Savaşı Doğu cephesine olan merakımdan dolayı, kitabın orijinali hakkında, daha önceden bilgi toplamıştım. Kalkedon Yayıncılığın kitabını ilk gördüğümde, çok sevindim; ancak, bir değişiklik olduğunu düşündüm. Kısa bir süre sonra farkına vardım ki, kitabın başlığında küçük bir değişiklik yapmışlar. 2012 yılında basılan, orijinal kitabın başlığı, “Stalin’s General: The life of Georgy Zhukov” şeklinde. Dilimize tercüme edildiğinde, bizde satılan kitabın başlığının, “Stalin’in generali Georgz Jukov’un hayatı” olmalıydı. Ancak, ya editör, ya da yayınevinin daha yüksek mevkide ki bir yöneticisi, “Stalin” isminin, satış rakamlarını düşürebileceğini düşünüp, “küçük”, ama ülkemizin koşullarında “gerekli” bir değişiklik yapmışlar. (“Rus salatasının” isminin, “Amerikan salatası” olarak değiştirildiği ülkemizde, haklılar!) Başka bir açıdan bakıldığında, daha önce de vurgulamıştım; “Hitler“ ismi satar! Ticari açıdan, kendileri için doğru bir karar vermişler. Yayınevi, kitap içindeki ilk sayfaya, “İkinci Dünya Savaşı Dizisi: 1” şeklinde bir “not” düştüğüne göre, diğer askeri tarih kitaplarını sabırsızlıkla, bekliyebiliriz.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

17 Aralık 2016 Cumartesi

Günün dizisi: "The man in the high castle"

Philip K. Dick, isimli, Amerikalı bir bilim kurgu yazarının "The man in the high castle" isimli romanından uyarlanan dizinin 2. sezonu 16 Aralık'ta başlayacağını daha önceki bir yazımızda bildirmiştik.Dilimize, "Yüksek şatoda ki adam" olarak 1999 yılında tercüme edilen kitap hakkında da daha önce, bir tanıtım yapmıştık.

Yazar, bilimkurgunun, "alternatif tarih" adı verilen, alt türüne dahil, bu kitabında, Japonya ve Nazi Almanya'sının, 2. Dünya Savaşı'nı kazanıp, birlikte, A.B.D. topraklarını istila ettikleri bir gerçeklik yaratır. "Amazon Prime Video" tarafından mini dizi şeklinde ekranlara yansıtılan kitap, özünde, sosyolojik ve felsefi yönleri ağır basan bir bilimkurgu klasiğidir.

Dizide, akışın hızlandırılması ve aksiyona ağırlık verilmesi bizi şaşırtmadı. 2. sezonun da sürükleyici olacağı fragmandan belli.

Zevkle seyredin!
Aynı konu hakkında diğer yazılar:
TheManinthehighcastle

15 Aralık 2016 Perşembe

Günün fragmanı: "Dunkirk"!

Christopher Nolan'ın, 2. Dünya Savaşı 1940 Mayıs ayında geri çekilirken, Alman orduları tarafından kuşatılan Müttefik kuvvetlerinin, Fransa'nın kuzeyindeki Dunkirk (Dunkerque) limanından tahliye edilmelerini anlattığı filmin 2. fragmanı. Film, Temmuz 2017'de vizyona girecek. Başrollerde Mark Rylance, Kenneth Branag, Tom Hardy gibi isimler yer alıyor.




10 Aralık 2016 Cumartesi

Günün kitabı: Barut, top ve tüfek / Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü ve silah sanayisi / Gabor Agoston

"Günün kitabı" köşemizi, çok ünlü bir akademisyen olan Gabor Agoston'un  bir eserine ayıralım.

Başlığı, "Barut, top ve tüfek / Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü ve silah sanayisi" olan kitap,  Kasım 2006 tarihinde, Kitap yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş. Orijinal ismi, "Guns for the Sultan" olan eser, Cambridge University Press (Cambridge Üniversitesi yayınevi) tarafından 2005 yılında yayınlandı. Bu açıdan çok güncel bir eser, dilimize vakit kaybetmeden, Mehmet Tanju Akad'ın tercümesiyle kazandırılmış.
333 sayfalık kitabın, içeriği hakkında biraz bilgi vermek için, kitabın tanıtımından bir alıntı yapalım.

Barutun keşfi ve ateşli silahların ortaya çıkışı devletlerin ve imparatorlukların savaşma biçimini ciddi şekilde değiştirmişti. Artık devletlerin askeri rekabet gücünü sürdürebilmeleri için gelişkin bir yerli silah sanayisine sahip olmaları gerekiyordu. Barut çağında Avrupa'yı tehdit edebilen tek İslami imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu 17. yüzyıl ortalarına kadar yeni fikirlere ve Avrupa askeri teknolojilerine daima açık olmuştu. Üstün bir lojistik sisteme de sahip olan Osmanlı ordusu, silah ve mühimmatta seri üretimi başarmış ve daha 15. yüzyılda Avrupalı hasımları karşısında açık bir ateş gücü üstünlüğü kazanmıştı.
Gabor Agoston bu çalışmasında, bazı tarihçilerin öne sürdüğü " bağımlılık teorisi"ni de çürütüyor. Gemi yapımı, top dökümü, güherçile ve barut imalatı konusunda zengin kaynaklara sahip olan Osmanlı arşivleri Gabor Agoston'a bu çalışmasında ışık tutuyor. Agoston, belgelere dayanarak, "İslami tutuculuğun" yeni teknolojileri benimsemede bir engel teşkil ettiği, Osmanlıların teknik açıdan geri ve silah üretim kapasitesinin düşük olduğu, silah ve mühimmatta Avrupa silahlarına bağımlı bulunduğunu ileri süren tezlerin yanlışlığını ortaya koyuyor.
Kitapta kullanılan 100'e yakın tablo, harita ve resimle, okura, 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Osmanlıların çok çeşitli toplarla savaştıklarını, Yeniçerilerin kullandığı ateşli el silahlarının, İspanyol veya Venedikli hasımlarının silahlarıyla aynı nitelikte olduğunu, sınırları Budin'den Basra'ya kadar uzanan Osmanlı İmparatorluğu'nun neredeyse tüm önemli vilayetlerinde barut üretildiğini gösteriyor. Agoston'un çalışması, Osmanlıların 18. yüzyıl ortalarına kadar top ve ateşli silah üretiminde teknik yönden oldukça mahir olduklarını savunan yeni yaklaşımlara önemli bir katkıda bulunuyor. Osmanlı harp sanayisini belgelerle inceleyen bu çalışma, tarihe ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir eser. Macar tarihçi Gabor Ágoston Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi.

Teşekkür, sunuş, ekler, kaynakça ve dizin adı altında, her kitapta yer alması gereken bölümler haricinde,

-1. bölüm: Ateşli silahlar ve silah sanayisi
-2. bölüm: Osmanlılar ve barut teknolojisi
-3. bölüm: Toplar ve tüfekler
-4. bölüm: Güherçile sanayileri
-5. bölüm: Barut sanayileri
-6. bölüm: Mühimmat ve top döküm sanayileri
-7. bölüm: Sonuçlar: Ateşli silahlar ve imparatorluk

Maalesef tekrar basımı yapılmayan kitap, piyasada zor bulunuyor. Kendi tarihimizle ve özellikle savaş tarihimizle ilgilenen herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Gününkitabı

7 Aralık 2016 Çarşamba

Günün fragmanı: Dunkirk

Daha önce bilgi verdiğimiz "Dunkirk" filminin ilk fragmanı çıktı:


4 Aralık 2016 Pazar

"Atlas Tarih" dergisinin, 44. sayısı (Aralık2015/Ocak2016) çıktı!

Bu ay tarih meraklıları için bereketli bir ay; çünkü “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin yanında, tanıtmak istediğim ikinci bir dergi daha var.

O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 44. sayısı (Aralık2015/Ocak2016) çıktı.

Bu ayki sayfa sayısı 146 olan derginin, satış fiyatı 14.- TL.
Gazete bayiine.. (En azından eskiden öyleydi!)

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
tarihdergileri

1 Aralık 2016 Perşembe

“Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 31. sayısı (Aralik 2016)!

Her ayın, olmazsa olmaz, süreli yayını, “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 31. sayısı (Aralık 2016) çıktı.
Bu ayın "kapak konusu" çok ilginç. Kapak resmi, birer adet kılık-kıyafet giydirilmiş kedi ve köpek, ile arka planda fes takılmış, kuşlar. „Kediler, köpekler, kuşlar. Bir zamanlar dostlarımızdı.“ başlığıyla, Osmanlılardan Cumhuriyete Hayvan hakları ihlalleri, bu ay ki kapak konusu olarak seçilmiş.
Her zaman ki gibi, derginin içinde yer alan konulardan üçünü, kapağın alt kısmında tanıtmışlar.
“Antibiyotikler: Önce sağlık, sonra ölüm“
„İkinci Dünya Savaşı: Efsane ve gerçekler“
„Mehmed Sait Paşa:Küçük dev sadrazam“

Modern tarih veya sağlık tarihi gibi, değişik başlıklar altında toplayabileceğimiz bir konu, "Antibiyotikler". Son 10 - 15 yıldır tüm insanlığı ilgilendiren bir gelişmeyi, "hayat kurtaran ilaç" olarak piyasaya sürülen antibiyotiklerin, zamanla, hastalıklar karşısında nasıl  yetersiz kaldığını ele alan alışılmışın dışında bir makale.

Derginin bu sayısında yer alan "biyografik" makaleler, Rasputin ve James Joyce hakkında.

"Ölümünün 75. yılında James Joyce" ve "Rasputin: Çarlık Rusya'sını esir alan şarlatan:" başlıklarıyla iki farklı coğrafyada, insanlık tarihine farklı açılardan damgalarını vurmuş iki tarihsel kişilik incelenmiş.
„Edito“ başlığı altında, editör Gürsel Göncü’nün yazısı, „interaktif“ kısmında, okuyuculardan gelen, e-postalar, fotoğraflar, soru ve cevaplar, Kasım ayında, gün ve gün, Dünya tarihinden seçmeler, bilmece ve çoktan seçmeli 10 soru, ajanda, gastro tarihi, kurmaca, hafıza-ı beşer, gezgin göz, isimli bir çok bölüm daha, farklı konularla okunmayı bekliyor.
„Zamanın izinde“ kısmında, bu ay ki konu, „Sultanlar ve entellektüeller" başlığıyla, yazar- çizerlerin her dönem çektikleri zorlukları ele almış.
Bu ayki sayfa sayısı 116 olan derginin, satış fiyatı 12.- TL.
Her ay olduğu gibi, yine “dolu dolu“ bir dergi okunmayı bekliyor.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar: