Bugün tanıtmak istediğim kitap, Sinan yayınlarından, 3 cilt olarak basılmış. Benim elimde ki örnek, Mart 1974 tarihinde piyasaya verilen 2. baskısı. Kitabın tercümesi emekli albay Hüsnü Erentok tarafından yapılmış.
Nazi Almanya'sının, Sovyetler Birliği'ne saldırdığı gün 22 Haziran 1941, ülkeyi işgal etmek için hazırladıkları plana verdikleri isim, "Barbarossa Harekâtı"'dır.
Nazi Almanya'sının, Sovyetler Birliği'ne saldırdığı gün 22 Haziran 1941, ülkeyi işgal etmek için hazırladıkları plana verdikleri isim, "Barbarossa Harekâtı"'dır.
1155 tarihinde, Kutsal Roma Cermen
imparatoru ilan edilen I. Friedrich, diğer ismiyle Friedrich Barbarossa'nın
ismi, Sovyetler Birliği'ni işgal planına verilmiştir, çünkü, Nazilerin hedefi,
yeni bir "Roma Cermen" imparatorluğu kurmaktır.
Neredeyse, 4 yıl süren bir savaşın (Nazi Almanya'sının teslimi Mayıs 1945 başıdır!) 2.000 kilometreyi aşan bir cephede nasıl geliştiğini tek bir kitapta toplamak neredeyse imkansızdır. Toplansa bile, okuyup anlamak uzun bir süre ve konsentrasyon gerektirir.
Neredeyse, 4 yıl süren bir savaşın (Nazi Almanya'sının teslimi Mayıs 1945 başıdır!) 2.000 kilometreyi aşan bir cephede nasıl geliştiğini tek bir kitapta toplamak neredeyse imkansızdır. Toplansa bile, okuyup anlamak uzun bir süre ve konsentrasyon gerektirir.
Kitabı okurken, yazarı hakkında göz ardı etmememiz gereken
unsurlardan birisi, Paul Carell‘ın, 2. Dünya Savaşı'nda, Dışişleri Bakanı
Ribbentropp'un basın sözcüsü olduğu gerçeğidir. Kişisel olarak, Alman ırkının üstünlüğüne, yani ırkçılığa
inanmıştır. Yahudi ve Slav katliamının bir parçası olmuştur. Savaş sonrası,
"Soğuk Savaş" döneminin yarattığı ortamdan faydalanarak, ceza
almamıştır. "Die Zeit", "die Welt" gazetelerinde ve
"der Spiegel" dergilerinde yazılar yazmış, Federal Almanya'da aşırı
sağcılara mesafeli dursa da, savaş öncesi ve esnasında ki fikirlerinden fazla
uzaklaşmamıştır. Kitaplarında, her fırsatta, Wehrmacht'ı över, işgal edilen
bölgelerde işlenen savaş suçlarından, hiç bahsetmez.
Bu kısa bilgiler ışığında, bu üç ciltlik seriyi okurken, anlatımının akıcı ve net olduğunu vurgulayalım. Rahat okunan, uzun soluklu bir kitap. Bölüm bölüm okuyup, bölümler arasında, İnternet'te bulabileceğimiz harita ve ek bilgilerden faydalanırsak, çok daha kalıcı bir eser haline gelir. Daha çok Alman kaynaklarına dayanarak, büyük stratejik planları ve operasyonel gelişmeleri, sıradan askerlerin ağzından yaşananlarla çok iyi kombine etmiştir.
Daha önce vurguladığım gibi, zaten dilimize çevrilmiş fazla bir eser olmadığı için, okunması gereken bir eser.
Bu kısa bilgiler ışığında, bu üç ciltlik seriyi okurken, anlatımının akıcı ve net olduğunu vurgulayalım. Rahat okunan, uzun soluklu bir kitap. Bölüm bölüm okuyup, bölümler arasında, İnternet'te bulabileceğimiz harita ve ek bilgilerden faydalanırsak, çok daha kalıcı bir eser haline gelir. Daha çok Alman kaynaklarına dayanarak, büyük stratejik planları ve operasyonel gelişmeleri, sıradan askerlerin ağzından yaşananlarla çok iyi kombine etmiştir.
Daha önce vurguladığım gibi, zaten dilimize çevrilmiş fazla bir eser olmadığı için, okunması gereken bir eser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder