Dün, "askerlik tarihi" alt dalının neden önemli olduğuna kısaca değinmeye çalıştık. Bugün, konuyu biraz daha açalım.
Neredeyse insanlığın varoluşu ile eşit olan, askeri tarihini, günümüze kadar incelemek, tek bir insanın, yaşam süresini aşar.
Ayrıca, askerlik tarihinin geçirdiği evrim, silah teknolojilerine, orduların organizasyonel yapılanmasında ki değişikliklere (ve onların içinden geldiklerin toplumların sosyo-kültürel, ekonomik ve politik değişimlerine) bağlı olduğundan, çok boyutlu olarak ele alınmalıdır.
Neredeyse insanlığın varoluşu ile eşit olan, askeri tarihini, günümüze kadar incelemek, tek bir insanın, yaşam süresini aşar.
Ayrıca, askerlik tarihinin geçirdiği evrim, silah teknolojilerine, orduların organizasyonel yapılanmasında ki değişikliklere (ve onların içinden geldiklerin toplumların sosyo-kültürel, ekonomik ve politik değişimlerine) bağlı olduğundan, çok boyutlu olarak ele alınmalıdır.
Söz konusu değişim, birden fazla faktörün, hem kendi içinde, hem de
birbirleri ile olan karşılıklı etkileşimleri sonucunda, gerçekleşmiştir.
"Bu faktörler nelerdir? Karşılıklı değişim hangi ortamlarda ve nasıl gerçekleşir?" şeklinde sorular, bu grupta yapacağımız yazışmaları aşar.
Ancak, bunların en önemlilerinden, sürekli olarak bahsetmekteyiz. Silah, orduların organizasyonu, askeri eğitim, komuta ve kontrol kademesinin önemi, ekonomi, politika, kültür,sanayi üretimi, coğrafya, din, vb. bir çok unsur "askeri tarih" incelemelerinde rol oynar. Tüm bu unsurların gelip birleştikleri son nokta, muharebe alanı, diğer bir deyişle "savaş"'tır.
Bundan dolayı, askeri tarih incelemelerinde, "savaş" en çok okuduğumuz, en çok duyduğumuz, en ön planda olan olgudur. Bu sebeble, "askerlik tarihi" = "savaş tarihi" gibi bir fikir oluşmuştur.
Savaşa giden yolun, en azından savaş kadar önemli olduğunu, burada, farklı örneklerle anlatmaya çalışacağım.
Diğer bir deyişle, "muharebe alanı" her zaman ana ilgi odağımız olacaktır. Ancak, oraya giden yolda ki faktörleri ve gelişmeleri iyi analiz etmezsek, kimin neden galip gelip, diğer tarafın neden yenildiğini, asla tam olarak anlayamayız.
"Bu faktörler nelerdir? Karşılıklı değişim hangi ortamlarda ve nasıl gerçekleşir?" şeklinde sorular, bu grupta yapacağımız yazışmaları aşar.
Ancak, bunların en önemlilerinden, sürekli olarak bahsetmekteyiz. Silah, orduların organizasyonu, askeri eğitim, komuta ve kontrol kademesinin önemi, ekonomi, politika, kültür,sanayi üretimi, coğrafya, din, vb. bir çok unsur "askeri tarih" incelemelerinde rol oynar. Tüm bu unsurların gelip birleştikleri son nokta, muharebe alanı, diğer bir deyişle "savaş"'tır.
Bundan dolayı, askeri tarih incelemelerinde, "savaş" en çok okuduğumuz, en çok duyduğumuz, en ön planda olan olgudur. Bu sebeble, "askerlik tarihi" = "savaş tarihi" gibi bir fikir oluşmuştur.
Savaşa giden yolun, en azından savaş kadar önemli olduğunu, burada, farklı örneklerle anlatmaya çalışacağım.
Diğer bir deyişle, "muharebe alanı" her zaman ana ilgi odağımız olacaktır. Ancak, oraya giden yolda ki faktörleri ve gelişmeleri iyi analiz etmezsek, kimin neden galip gelip, diğer tarafın neden yenildiğini, asla tam olarak anlayamayız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder