"Günün kitabı" köşemizi, çok ünlü bir akademisyen olan Gabor Agoston'un bir eserine ayıralım.
Başlığı, "Barut, top ve tüfek / Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü ve silah sanayisi" olan kitap, Kasım 2006 tarihinde, Kitap yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş. Orijinal ismi, "Guns for the Sultan" olan eser, Cambridge University Press (Cambridge Üniversitesi yayınevi) tarafından 2005 yılında yayınlandı. Bu açıdan çok güncel bir eser, dilimize vakit kaybetmeden, Mehmet Tanju Akad'ın tercümesiyle kazandırılmış.
333 sayfalık kitabın, içeriği hakkında biraz bilgi vermek için, kitabın tanıtımından bir alıntı yapalım.
Barutun keşfi ve ateşli silahların ortaya çıkışı devletlerin ve imparatorlukların savaşma biçimini ciddi şekilde değiştirmişti. Artık devletlerin askeri rekabet gücünü sürdürebilmeleri için gelişkin bir yerli silah sanayisine sahip olmaları gerekiyordu. Barut çağında Avrupa'yı tehdit edebilen tek İslami imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu 17. yüzyıl ortalarına kadar yeni fikirlere ve Avrupa askeri teknolojilerine daima açık olmuştu. Üstün bir lojistik sisteme de sahip olan Osmanlı ordusu, silah ve mühimmatta seri üretimi başarmış ve daha 15. yüzyılda Avrupalı hasımları karşısında açık bir ateş gücü üstünlüğü kazanmıştı.
Gabor Agoston bu çalışmasında, bazı tarihçilerin öne sürdüğü " bağımlılık teorisi"ni de çürütüyor. Gemi yapımı, top dökümü, güherçile ve barut imalatı konusunda zengin kaynaklara sahip olan Osmanlı arşivleri Gabor Agoston'a bu çalışmasında ışık tutuyor. Agoston, belgelere dayanarak, "İslami tutuculuğun" yeni teknolojileri benimsemede bir engel teşkil ettiği, Osmanlıların teknik açıdan geri ve silah üretim kapasitesinin düşük olduğu, silah ve mühimmatta Avrupa silahlarına bağımlı bulunduğunu ileri süren tezlerin yanlışlığını ortaya koyuyor.
Kitapta kullanılan 100'e yakın tablo, harita ve resimle, okura, 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Osmanlıların çok çeşitli toplarla savaştıklarını, Yeniçerilerin kullandığı ateşli el silahlarının, İspanyol veya Venedikli hasımlarının silahlarıyla aynı nitelikte olduğunu, sınırları Budin'den Basra'ya kadar uzanan Osmanlı İmparatorluğu'nun neredeyse tüm önemli vilayetlerinde barut üretildiğini gösteriyor. Agoston'un çalışması, Osmanlıların 18. yüzyıl ortalarına kadar top ve ateşli silah üretiminde teknik yönden oldukça mahir olduklarını savunan yeni yaklaşımlara önemli bir katkıda bulunuyor. Osmanlı harp sanayisini belgelerle inceleyen bu çalışma, tarihe ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir eser. Macar tarihçi Gabor Ãgoston Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi.
Teşekkür, sunuş, ekler, kaynakça ve dizin adı altında, her kitapta yer alması gereken bölümler haricinde,
-1. bölüm: Ateşli silahlar ve silah sanayisi
-2. bölüm: Osmanlılar ve barut teknolojisi
-3. bölüm: Toplar ve tüfekler
-4. bölüm: Güherçile sanayileri
-5. bölüm: Barut sanayileri
-6. bölüm: Mühimmat ve top döküm sanayileri
-7. bölüm: Sonuçlar: Ateşli silahlar ve imparatorluk
Maalesef tekrar basımı yapılmayan kitap, piyasada zor bulunuyor. Kendi tarihimizle ve özellikle savaş tarihimizle ilgilenen herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Gününkitabı
Başlığı, "Barut, top ve tüfek / Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri gücü ve silah sanayisi" olan kitap, Kasım 2006 tarihinde, Kitap yayınevi tarafından piyasaya sürülmüş. Orijinal ismi, "Guns for the Sultan" olan eser, Cambridge University Press (Cambridge Üniversitesi yayınevi) tarafından 2005 yılında yayınlandı. Bu açıdan çok güncel bir eser, dilimize vakit kaybetmeden, Mehmet Tanju Akad'ın tercümesiyle kazandırılmış.
333 sayfalık kitabın, içeriği hakkında biraz bilgi vermek için, kitabın tanıtımından bir alıntı yapalım.
Barutun keşfi ve ateşli silahların ortaya çıkışı devletlerin ve imparatorlukların savaşma biçimini ciddi şekilde değiştirmişti. Artık devletlerin askeri rekabet gücünü sürdürebilmeleri için gelişkin bir yerli silah sanayisine sahip olmaları gerekiyordu. Barut çağında Avrupa'yı tehdit edebilen tek İslami imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu 17. yüzyıl ortalarına kadar yeni fikirlere ve Avrupa askeri teknolojilerine daima açık olmuştu. Üstün bir lojistik sisteme de sahip olan Osmanlı ordusu, silah ve mühimmatta seri üretimi başarmış ve daha 15. yüzyılda Avrupalı hasımları karşısında açık bir ateş gücü üstünlüğü kazanmıştı.
Gabor Agoston bu çalışmasında, bazı tarihçilerin öne sürdüğü " bağımlılık teorisi"ni de çürütüyor. Gemi yapımı, top dökümü, güherçile ve barut imalatı konusunda zengin kaynaklara sahip olan Osmanlı arşivleri Gabor Agoston'a bu çalışmasında ışık tutuyor. Agoston, belgelere dayanarak, "İslami tutuculuğun" yeni teknolojileri benimsemede bir engel teşkil ettiği, Osmanlıların teknik açıdan geri ve silah üretim kapasitesinin düşük olduğu, silah ve mühimmatta Avrupa silahlarına bağımlı bulunduğunu ileri süren tezlerin yanlışlığını ortaya koyuyor.
Kitapta kullanılan 100'e yakın tablo, harita ve resimle, okura, 16. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Osmanlıların çok çeşitli toplarla savaştıklarını, Yeniçerilerin kullandığı ateşli el silahlarının, İspanyol veya Venedikli hasımlarının silahlarıyla aynı nitelikte olduğunu, sınırları Budin'den Basra'ya kadar uzanan Osmanlı İmparatorluğu'nun neredeyse tüm önemli vilayetlerinde barut üretildiğini gösteriyor. Agoston'un çalışması, Osmanlıların 18. yüzyıl ortalarına kadar top ve ateşli silah üretiminde teknik yönden oldukça mahir olduklarını savunan yeni yaklaşımlara önemli bir katkıda bulunuyor. Osmanlı harp sanayisini belgelerle inceleyen bu çalışma, tarihe ilgi duyan herkes için vazgeçilmez bir eser. Macar tarihçi Gabor Ãgoston Georgetown Üniversitesi öğretim üyesi.
Teşekkür, sunuş, ekler, kaynakça ve dizin adı altında, her kitapta yer alması gereken bölümler haricinde,
-1. bölüm: Ateşli silahlar ve silah sanayisi
-2. bölüm: Osmanlılar ve barut teknolojisi
-3. bölüm: Toplar ve tüfekler
-4. bölüm: Güherçile sanayileri
-5. bölüm: Barut sanayileri
-6. bölüm: Mühimmat ve top döküm sanayileri
-7. bölüm: Sonuçlar: Ateşli silahlar ve imparatorluk
Maalesef tekrar basımı yapılmayan kitap, piyasada zor bulunuyor. Kendi tarihimizle ve özellikle savaş tarihimizle ilgilenen herkesin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Gününkitabı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder