Çakmak hattı bölüm 3:
İşin doğrusu, gezi ile ilgili fotoğrafları yayınlamadan önce, hem “Çakmak hattı” hakkında kısa bir bilgi vermek, hem de bu gezi düşüncesinin nasıl ortaya çıktığını açıklamak gerekiyordu. Bu önemli noktayı atladım, kusura bakmayın.
Fikir, Tanju hocamız ile yaptığımız bir mesajlaşma sonucunda doğdu. Kendisi, bilhassa “Çakmak hattı” konusunda çok az bilgi birikimi olduğundan bahsetti. Bu konuda yazılabilecek bir makale için, veri (bilhassa görsel malzeme) toplamanın uygun olacağını düşünüp, bu geziyi derledik.
Söz konusu Çakmak hattı, Fransızların 1929-1938 yılları arasında, inşa ettiği Majinot hattını örnek alarak hazırlanmış bir projedir. Amacı, Trakya’da yer alan sınırlarımız boyunca inşa edilecek benzeri bir savunma hattı ile, saldıracak olan düşman birliklerini, sınır boyunca durdurmak, en azından zayiata uğratıp yavaşlatmaktı.
Yazının başında özellikle vurgulamak istediğim bir nokta var, o da, proje hakkında “resmi” bir kaynağa ulaşamadığımızdır. İstanbul’da, Harbiye askeri müzesi kütüphanesini ziyaretimizde, proje planlarının, ATASE’ye gönderildiğini ve ellerinde maalesef, tek bir kopya bile olmadığını öğrendik.
Bundan dolayı, hattın inşaatına başlanılan ilk konumu hakkında, elimizde hiç bir yazılı kaynak yok. Anlatılanlara göre, ilk çalışmalar, Bulgaristan sınırında başlıyor.
Doğal olarak, sorulan ilk soru, “Neden Bulgaristan?” oluyor. Olası cevaplar bir kaç tane:
-Balkan Harbinin acı tecrübeleri ( İstanbul’un kapılarına kadar gelmeyi beceren Bulgaristan, 1 numaralı düşman,!)
-1. Dünya Savaşı’nın tecrübeleri (Bulgaristan, gecikmeli de olsa, Alman-Avusturya/Macaristan bloğuna katılmıştı!)
-1930’lu yıllarda, Yunanistan, benzeri bir hat inşa ederek, (Metaxas hattı), bir sonraki olası bir savaşta, saldırgan değil, savunma temelli bir strateji izleyeceğini belli etmişti.
Gerek çimento, gerekse demir ve diğer ana inşaat malzemelerinin üretim kapasitesinin düşüklüğü, gerekse asker ve nakliyat olanaklarının kısıtlı olması, projenin ilerlemesini yavaşlatıyor.
Normal koşullarda, genel savaş stratejisi açısından zorluk çıkartacak olan bu gelişme, 2. Dünya Savaşı’nın, kendine özgü beklenmeyen dinamiği içinde, beklenmedik bir katkı sağlıyor. Alman orduları, Yunanistan’ı kısa bir sürede işgal edip, bizim sınırlarımıza dayanıyorlar. Bunun üzerine, Çakmak hattının, Bulgaristan sınırı boyunca, inşasına başlanan kısımlarına, Yunanistan sınırı boyunca devam edillip edilmemesi tartışılıyor. Eldeki kaynakların azlığına bağlı olarak inşaatın yavaş ilerlemesi ve Alman ordularının uyguladığı “Blitzkrieg” yöntemi karşısında, Çakmak hattının, 1912-1913 Balkan Harbinde derme çatma inşa edilen Çatalca hattı boyunca, yeniden inşasına karar veriliyor.
1930’ların tekniği ve malzemesi ile Fransızlardan inşa ettiği, Majinot hattı örneği göz önünde bulundurularak, coğrafi koşulların sunduğu doğal savunma koşulları bağlamında, çok sayıda küçük ve büyük korugan inşa ediliyor.
Elimizde, bir proje taslağı veya planı olmadığı için, yola çıkmadan önce, Çatalca Kültür ve Turizm Derneği başkanı Ahmet Rasim Yücel ile bağlantıya geçtik. Onun rehberliğinde, Çatalca civarında yer alan, bir çok koruganı gezdik ve fotoğrafladık. Büyük Çekmece’den başlayarak, Çatalca civarında yapacağınız, kısa bir otomobil gezintisinde bile, çoğunu görebilirsiniz.
İşin doğrusu, gezi ile ilgili fotoğrafları yayınlamadan önce, hem “Çakmak hattı” hakkında kısa bir bilgi vermek, hem de bu gezi düşüncesinin nasıl ortaya çıktığını açıklamak gerekiyordu. Bu önemli noktayı atladım, kusura bakmayın.
Fikir, Tanju hocamız ile yaptığımız bir mesajlaşma sonucunda doğdu. Kendisi, bilhassa “Çakmak hattı” konusunda çok az bilgi birikimi olduğundan bahsetti. Bu konuda yazılabilecek bir makale için, veri (bilhassa görsel malzeme) toplamanın uygun olacağını düşünüp, bu geziyi derledik.
Söz konusu Çakmak hattı, Fransızların 1929-1938 yılları arasında, inşa ettiği Majinot hattını örnek alarak hazırlanmış bir projedir. Amacı, Trakya’da yer alan sınırlarımız boyunca inşa edilecek benzeri bir savunma hattı ile, saldıracak olan düşman birliklerini, sınır boyunca durdurmak, en azından zayiata uğratıp yavaşlatmaktı.
Yazının başında özellikle vurgulamak istediğim bir nokta var, o da, proje hakkında “resmi” bir kaynağa ulaşamadığımızdır. İstanbul’da, Harbiye askeri müzesi kütüphanesini ziyaretimizde, proje planlarının, ATASE’ye gönderildiğini ve ellerinde maalesef, tek bir kopya bile olmadığını öğrendik.
Bundan dolayı, hattın inşaatına başlanılan ilk konumu hakkında, elimizde hiç bir yazılı kaynak yok. Anlatılanlara göre, ilk çalışmalar, Bulgaristan sınırında başlıyor.
Doğal olarak, sorulan ilk soru, “Neden Bulgaristan?” oluyor. Olası cevaplar bir kaç tane:
-Balkan Harbinin acı tecrübeleri ( İstanbul’un kapılarına kadar gelmeyi beceren Bulgaristan, 1 numaralı düşman,!)
-1. Dünya Savaşı’nın tecrübeleri (Bulgaristan, gecikmeli de olsa, Alman-Avusturya/Macaristan bloğuna katılmıştı!)
-1930’lu yıllarda, Yunanistan, benzeri bir hat inşa ederek, (Metaxas hattı), bir sonraki olası bir savaşta, saldırgan değil, savunma temelli bir strateji izleyeceğini belli etmişti.
Gerek çimento, gerekse demir ve diğer ana inşaat malzemelerinin üretim kapasitesinin düşüklüğü, gerekse asker ve nakliyat olanaklarının kısıtlı olması, projenin ilerlemesini yavaşlatıyor.
Normal koşullarda, genel savaş stratejisi açısından zorluk çıkartacak olan bu gelişme, 2. Dünya Savaşı’nın, kendine özgü beklenmeyen dinamiği içinde, beklenmedik bir katkı sağlıyor. Alman orduları, Yunanistan’ı kısa bir sürede işgal edip, bizim sınırlarımıza dayanıyorlar. Bunun üzerine, Çakmak hattının, Bulgaristan sınırı boyunca, inşasına başlanan kısımlarına, Yunanistan sınırı boyunca devam edillip edilmemesi tartışılıyor. Eldeki kaynakların azlığına bağlı olarak inşaatın yavaş ilerlemesi ve Alman ordularının uyguladığı “Blitzkrieg” yöntemi karşısında, Çakmak hattının, 1912-1913 Balkan Harbinde derme çatma inşa edilen Çatalca hattı boyunca, yeniden inşasına karar veriliyor.
1930’ların tekniği ve malzemesi ile Fransızlardan inşa ettiği, Majinot hattı örneği göz önünde bulundurularak, coğrafi koşulların sunduğu doğal savunma koşulları bağlamında, çok sayıda küçük ve büyük korugan inşa ediliyor.
Elimizde, bir proje taslağı veya planı olmadığı için, yola çıkmadan önce, Çatalca Kültür ve Turizm Derneği başkanı Ahmet Rasim Yücel ile bağlantıya geçtik. Onun rehberliğinde, Çatalca civarında yer alan, bir çok koruganı gezdik ve fotoğrafladık. Büyük Çekmece’den başlayarak, Çatalca civarında yapacağınız, kısa bir otomobil gezintisinde bile, çoğunu görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder