Bugün, bundan 200 yıl önce, Dünya tarihine damgasını vurmuş askeri dehalardan birisi olan Napolyon Bonapart, son meydan muharebesini, Waterloo’da kaybederek, tarih sahnesinden tamamiyle çekildi.
Bu önemli zaferi/günü kutlamak için, İngiltere’nin yönetiminde, Waterloo’da (bugünkü Belçika), büyük bir kutlama yapıldı.
1789 Fransız Devrimi sonrasında başlayan, “Devrim savaşları”, aslında, halk devriminin kendi topraklarına da yayılmasından korkan, tüm Avrupa imparatorluklarının çeşitli ittifaklar kurarak Fransa’ya saldırmasıyla başlamıştır. Bu savaşlar esnasında, yıldızı parlayan Napolyon, çok büyük bir hızla askeri kariyer basamaklarını çıkmıştır.
Bu önemli zaferi/günü kutlamak için, İngiltere’nin yönetiminde, Waterloo’da (bugünkü Belçika), büyük bir kutlama yapıldı.
1789 Fransız Devrimi sonrasında başlayan, “Devrim savaşları”, aslında, halk devriminin kendi topraklarına da yayılmasından korkan, tüm Avrupa imparatorluklarının çeşitli ittifaklar kurarak Fransa’ya saldırmasıyla başlamıştır. Bu savaşlar esnasında, yıldızı parlayan Napolyon, çok büyük bir hızla askeri kariyer basamaklarını çıkmıştır.
Sonunda, Fransız orduları komutanı olarak, karşısına çıkan tüm İttifak ordularını yenmiş, Avrupa’yı, İngiltere, İskandinav ülkeleri, Rusya ve Habsburg’lar haricinde işgal etmiştir.
Devrimin yarattığı fırsatlardan yola çıkarak, tüm bu zaferlerden sonra, kendisini “imparator “ilan etmesi de, tarihin ironik bir cilvesidir.
Ancak, çoğu “tek adam” gibi, sonunda kendi egosuna yenik düşmüş; kendi askeri dehasının ve Fransız ordularının doğal sınırları aşmaya kalkarak, 1813 Rusya seferi ile sonunu, yine kendisi hazırlamıştır.
Rusya seferi sonunda, ordusunun büyük bir kısmını kaybederek geri çekilmiş, teslim olmuş ve Elba adasına sürgüne gönderilmiştir.
1815 yılında, son “100 günlük” bir askeri sefer daha başlatarak, 18 Haziran tarihinde, Waterloo meydan muharebesinde, İngiliz dükü Wellington karşısında yenilgiye uğradı.
Muharebe, neredeyse bütün gün, Fransız kuvvetleri ile, Wellington komutasında ki “Müttefik” kuvvetler arasında geçmiştir. Hava kararmaktayken, Napolyon’un sağ kanadına bütün gücü ile saldıran Prusya kuvvetleri muharebeyi sonuçlandıran vuruşu gerçekleştirmişlerdir.
Blücher komutasında ki Prusya kuvvetleri zamanında yetişmeseydi; bir önce ki gün yağan yoğun yağmur nedeniyle, çamura bulanan toprağın en azından bir miktar kurumasını beklemek zorunda kalan Napolyon daha erken saatlerde saldırıya geçebilseydi; Wellington komutasında yer alan Alman kökenli Hannoverli, Belçikalı, Hollandalı askerler kendilerinden beklenenden daha üstün bir direniş göstermeseydiler; muharebe nasıl sonuçlanırdı?
Bu ve benzeri bir çok soru bugün hala askeri tarihçilerin tartıştıkları konulardır.
Biz, günün anlamına limon sıkmayalım ve “Bu yolda galiptir, mağlup!” diyerek, askeri dahi Napolyon Bonapart’a da şapka çıkartalım.
Devrimin yarattığı fırsatlardan yola çıkarak, tüm bu zaferlerden sonra, kendisini “imparator “ilan etmesi de, tarihin ironik bir cilvesidir.
Ancak, çoğu “tek adam” gibi, sonunda kendi egosuna yenik düşmüş; kendi askeri dehasının ve Fransız ordularının doğal sınırları aşmaya kalkarak, 1813 Rusya seferi ile sonunu, yine kendisi hazırlamıştır.
Rusya seferi sonunda, ordusunun büyük bir kısmını kaybederek geri çekilmiş, teslim olmuş ve Elba adasına sürgüne gönderilmiştir.
1815 yılında, son “100 günlük” bir askeri sefer daha başlatarak, 18 Haziran tarihinde, Waterloo meydan muharebesinde, İngiliz dükü Wellington karşısında yenilgiye uğradı.
Muharebe, neredeyse bütün gün, Fransız kuvvetleri ile, Wellington komutasında ki “Müttefik” kuvvetler arasında geçmiştir. Hava kararmaktayken, Napolyon’un sağ kanadına bütün gücü ile saldıran Prusya kuvvetleri muharebeyi sonuçlandıran vuruşu gerçekleştirmişlerdir.
Blücher komutasında ki Prusya kuvvetleri zamanında yetişmeseydi; bir önce ki gün yağan yoğun yağmur nedeniyle, çamura bulanan toprağın en azından bir miktar kurumasını beklemek zorunda kalan Napolyon daha erken saatlerde saldırıya geçebilseydi; Wellington komutasında yer alan Alman kökenli Hannoverli, Belçikalı, Hollandalı askerler kendilerinden beklenenden daha üstün bir direniş göstermeseydiler; muharebe nasıl sonuçlanırdı?
Bu ve benzeri bir çok soru bugün hala askeri tarihçilerin tartıştıkları konulardır.
Biz, günün anlamına limon sıkmayalım ve “Bu yolda galiptir, mağlup!” diyerek, askeri dahi Napolyon Bonapart’a da şapka çıkartalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder