"Hotchkiss
H-35", 2kişilik mürettebatı ve 12 tonluk ağırlığıyla, hafif bir tankdı.
Ağırlığı 11 ton, zırhı 34 mm. kalınlığındaydı. Ortalama hızı, saatte 28
km. idi. Standard silahları, 37 mm. top ve 1 adet 7,5 mm.lik makinalı
tüfekti.
1933 yılında, Renault FT-17 modelinin yerini almak üzere dizayn edilmiş ve 1936 yılından itibaren seri üretimine geçilmiştir. Esas üretim amacı, FT-17'de olduğu gibi, "piyade destek" idi. Ancak, yapılan testler sonucunda, arazi performansının çok kötü olduğu ortaya çıktı. Motorun zayıflığı, arazide ki hızını çok azaltıyordu. Çekiş gücünün yetersizliği, bazı arazi koşullarında, devrilmesine neden oluyordu. Vites mekanizmasını sık sık bozulmaktaydı. Bundan dolayı, tankın, ancak, arazi dışı kullanıma uygun olduğuna karar verildi. Aslında, seri üretimine geçilmemesi gereken, yanlış bir projeydi. Politik nedenlerden ve ordunun içinde bulunduğu mali güçlüklerden dolayı, üretilen ilk 300 adedi, süvari birliklerine dağıtıldı.
Tank, birbirlerine cıvatalarla bağlanmış 6 ana zırh bölümünden oluşmaktaydı.Şaseyi, tarete bağlayan gövde, mümkün olduğu kadar, "eğimli" dizayn edilmişti. Bunda ki amaç, tank personelini ,mümkün olduğu kadar düşman mermilerinden korumak idi. Ancak, kullanılan çeliğin kalitesi ve işleme teknikleri, istenilen kalite ve sağlamlıkta bir koruyucu zırh üretimine izin vermiyordu.
Diğer en büyük dezavantajları 2 kişilik mürettebatı, tek kişilik tareti ve telsizinin olmamasıydı. (Diğer bir deyişle, Fransız tanklarının klasik özellikleri!)
Polonya seferinde kullanılan Panzer III ve IV'ün özellikleri, Fransa'ya sığınan Polonya'lı subaylar tarafından anlatılınca, H-35'in ateş gücünün yetersiz kalacağı anlaşıldı. O tarihten sonra, yerine H-39 modeli üretilmeye başlandı.
1942 yılında Rusya ve Afrika cephelerinde, "kundağı motorlu top" ve "tank avcısı" (tank şasesi üzerine oturtulmuş AT şeklinde!) olarak kullanılmıştır. Bir kısmı, cephane taşıyıcısı olmak üzere modifiye edilmiştir, bu modellerin çıkartılan taretleri "sabit müstahkem mevzi" görevi görmüştür.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Tank
1933 yılında, Renault FT-17 modelinin yerini almak üzere dizayn edilmiş ve 1936 yılından itibaren seri üretimine geçilmiştir. Esas üretim amacı, FT-17'de olduğu gibi, "piyade destek" idi. Ancak, yapılan testler sonucunda, arazi performansının çok kötü olduğu ortaya çıktı. Motorun zayıflığı, arazide ki hızını çok azaltıyordu. Çekiş gücünün yetersizliği, bazı arazi koşullarında, devrilmesine neden oluyordu. Vites mekanizmasını sık sık bozulmaktaydı. Bundan dolayı, tankın, ancak, arazi dışı kullanıma uygun olduğuna karar verildi. Aslında, seri üretimine geçilmemesi gereken, yanlış bir projeydi. Politik nedenlerden ve ordunun içinde bulunduğu mali güçlüklerden dolayı, üretilen ilk 300 adedi, süvari birliklerine dağıtıldı.
Tank, birbirlerine cıvatalarla bağlanmış 6 ana zırh bölümünden oluşmaktaydı.Şaseyi, tarete bağlayan gövde, mümkün olduğu kadar, "eğimli" dizayn edilmişti. Bunda ki amaç, tank personelini ,mümkün olduğu kadar düşman mermilerinden korumak idi. Ancak, kullanılan çeliğin kalitesi ve işleme teknikleri, istenilen kalite ve sağlamlıkta bir koruyucu zırh üretimine izin vermiyordu.
Diğer en büyük dezavantajları 2 kişilik mürettebatı, tek kişilik tareti ve telsizinin olmamasıydı. (Diğer bir deyişle, Fransız tanklarının klasik özellikleri!)
Polonya seferinde kullanılan Panzer III ve IV'ün özellikleri, Fransa'ya sığınan Polonya'lı subaylar tarafından anlatılınca, H-35'in ateş gücünün yetersiz kalacağı anlaşıldı. O tarihten sonra, yerine H-39 modeli üretilmeye başlandı.
1942 yılında Rusya ve Afrika cephelerinde, "kundağı motorlu top" ve "tank avcısı" (tank şasesi üzerine oturtulmuş AT şeklinde!) olarak kullanılmıştır. Bir kısmı, cephane taşıyıcısı olmak üzere modifiye edilmiştir, bu modellerin çıkartılan taretleri "sabit müstahkem mevzi" görevi görmüştür.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Tank
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder