Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

14 Mart 2017 Salı

Günün kitabı: Savaşın generalleri / Generallerin savaşı / Bekir Bülend Özsoy

Günün kitabında, Bekir Bülend Özsoy’un yazdığı ve Vahdet Narin’in hazırladığı, “Savaşın Generalleri / Generallerin Savaşı” isimli kitaba yer veriyoruz.
E Yayınları’ndan çıkan kitap, 1 Eylül 2015 basımı, 255 sayfa ve satış fiyatı 20.- TL.
Kitabın tanıtım yazısından:
“Bekir Bülend Özsoy ikinci kitabı ile yeniden okuyucusuyla buluşuyor. Her savaş içinde askerler düşmanla savaşır diye bilirdik. Bu tam doğru değil. Çoğunda askerler en amansız savaşlarını kendi saflarında yapıyorlar. Bu kitap işte bu gerçeği kaynakları ile ortaya koymayı amaçlıyor. Okuyucuyu tarihin içerisinde dolaştırarak, olayları ve arkasındaki kaprisleri anlatmayı amaçlıyor, savaşın generalleri ile generallerin savaşı arasındaki yorumu siz okuyuculara bırakıyor.”

Yazar, kitabın başında ki, “Teşekkür” yazısında, “tarihçi” olmadığını, olsa olsa, “iyi bir tarih okuyucusu olduğunu” vurgulayarak, okuyucunun beklentilerini yüksek tutmasını engellediği gibi, toplumumuzda, son 10-15 yıldır  hâkim olan, “yüksek ego” hastalığına kapılmayan bir karaktere sahip olduğunun mesajını veriyor.
Ülkemizde, “iyi bir tarih okuyucusu” çok sayıda insan olduğunu, ancak, ”okuduklarından yola çıkarak yazma” girişiminde bulunanların azlığını göz önüne alırsak, kitabın biz, “amatör savaş tarihçileri” arasında ayrı bir yeri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu noktadan yola çıkan yazar, akıcı ve bilgi dolu bir eser vermiş. Okunması kolay ve sık sık gülümseten bir anlatım dili var.
2. Dünya Savaşı’na damgasını vurmuş 13 generali, ayrı ayrı bölümlerde ele almış. Konu gereği, bölümler içinde, başka generallerle karşılaştırmalar yapmış. Her bir generali anlatırken, sadece konu olanın biyografik geçmişine odaklanmak yerine, içinde bulunduğu dönemin asker, sosyal ve ekonomik koşullarını da değerlendirmiş. Diğer bir deyişle, “ağacı” anlatırken, “ormanı” göz ardı etmek hatasına düşmemiş.
Bölümler:
“Önsöz ve “yayıncının notu” kısımlarından sonra,
-Orde Charles Wingate
-Omar Bradley
-Dwight Eisenhower
-George S. Patton
-Archibald Wavell
-Heinz Guderian
-Georgy Zhukov
-Isoroku Yamamoto
-Erwin Rommel
-George Catlett Marshall
Diğerleri:
-Walther Model
-William Slim
-Albert Kesserling
Doğal olarak, herkes, kendi ilgi alanından yola çıkarak, “şu veya bu” generalin eksikliğinden bahsedebilir. Tüm generalleri kapsamak zaten imkansız; kimbilir, belki ileride yazar aynı konuda, ikinci bir kitap bile yayınlayabilir.
Neredeyse, kaçınılmaz olarak, her kitapta göze çarpan, imla hataları sıkça yer alıyor. Ama, buna kıyasla, beni daha çok rahatsız eden , yazarın, konuyla bağlantılı olarak, ordumuza getirdiği  sık ve alaylı bir  dilde yazdığı iğnelemeler. Nedense, yazar, ordumuzun subaylarını ve organizasyon yapısı ile savaş performansını Amerikan, Sovyet, İngiliz ve Alman orduları ile sürekli bir karşılaştırma ve bu bağlamda küçük görme eğiliminde. Sözü edilen orduların beşeri ve ekonomik kaynakları ile askeri geçmişleri (son 2 yüzyılda!) göz önüne alınırsa, karşılaştırmanın anlamsızlığı ortaya çıkar.
Tüm bu unsurlar bir kenara bırakıldığında, bugüne kadar, 2. Dünya Savaşı hakkında çok sayıda kitap okumuş arkadaşlar, “Öğrenecek ne kaldı!” demesinler. Hem şaşırırlar, hem de unuttuklarını fark bile etmedikleri bazı bilgileri tazelerler.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder