1940 Batı Seferini gözden geçirirken, her iki tarafın Kara Kuvvetlerini, en azından tanklarını karşılaştırdık. Savaşa damgasını vuran Alman askeri doktrini "Blitzkrieg"'in diğer hayati silahı olan uçaklara değinmezsek, bu değerlendirme eksik kalır.
Fransa'nın Almanya'ya savaş ilan ettiği 3 Eylül 1940 tarihinde, Hava Kuvvetlerinin (Armée l'Air) elinde kaç tane uçak olduğu sorusuna cevap vermek istediğimizde farklı rakamlarla karşılaşıyoruz.
Yeni neslin, vazgeçilmez başvuru kaynağı, "wikipedia"'ya göre, Fransız Hava Kuvvetleri 2400 avcı uçağı, 1160 Bombardıman uçağı ve 1464 adet keşif uçağına sahip.
Alexander ve Malcolm Swanston'un birlikte yazdıkları "Büyük Hava Muharebeleri" başlıklı kitaba göre, eski/yeni tüm modeller sayıldığında, 780 adet uçak var.
İngiliz tarihçi John Pimlott, "Die Luftwaffe" isimli kitabında yaklaşık olarak 2.500 adet uçaktan bahsediliyor. Bunların yarıya yakını modern, geriye kalanı eskimiş modeldi.
Pimlott fazla ayrıntıya girmezken, Swanston'lar, daha geniş kapsamlı bir liste yapmışlar. 225 adet Morane-Saulnier ve 100 adet Curtiss Hawk75A tipi avcı uçakları, 155 adet eski tip Bloch ve Amiot yanında, sadece 5 adet Olivier 451 tipi modern bombardıman uçağı ve 59 adet keşif uçağını içeren bir listeye yer verir.
Pilot sayısı 1.000 civarindayken, en büyük handikapları İspanya İç Savaşı'nda ve 01 Eylül 1939 tarihinden itibaren Polonya, Danimarka ve Norveç işgallerinde tecrübe edinmiş Luftwaffe pilotları karşısında ki savaş tecrübesi eksikliğiydi.
En yaygın avcı uçağı olan Morane-Saulnier tipinden 500 adet üretilmişti. Bu uçak o dönem için hem yavaş hem de yetersiz ateş gücüne sahipti.
Fransız savaş endüstrisinin yeterli sayıda savaş uçağı üretebilmek için ihtiyaç duyduğu süre içerisinde Hava Kuvvetlerine destek sağlamak için A.B.D.'den 75 adet Curtiss Hawk uçağı alındı. Bu uçak, Fransız modellerine göre daha sağlam bir uçak olmasına rağmen, o da hız ve ateş gücü bakımından yetersizdi.
Adolf Galland anılarında, Belçika ve Fransa Hava Kuvvetlerinde ki uçakların çoğunun eski ve yetersiz modeller olduğunu yazarken, verdiği isimler, Morane, Bloch ve Potez tipleridir. "Me 109 E tipi uçaklarımı teknik açıdan daha iyilerdi. Savaş taktiklerimiz ve daha önce ki savaşlarda edindiğimiz tecrübelerde diğer avantajlarımızdı." der.
Uzmanlar yeni nesil bir uçağa ihtiyaç olduğunu biliyorlardı ve giderek artan savaş tehditi karşısında, Bloch avcı uçağı üretimine başlandı. Sağlam, hızlı ve yüksek ateş gücüne sahip bu yeni uçak Fransız Hava Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu uçaktı.
Ancak, 10 Mayıs 1940 tarihinde, Luftwaffe'nin baskını sonucunda Hava Kuvvetlerinin çok sayıda uçağı havaalanlarında pistlerde beklerken imha edildi. Morane karşısında teknik açıdan üstün olan Messerschmidt böylelikle daha savaşın başında sayısal üstünlüğü de ele geçirdi. Fransız kaynaklarına göre, 1940 Batı Seferinde, Fransız Hava Kuvvetleri ellerinde ki tüm Morane avcı uçaklarını kaybetmiştir. (387 adeti it dalaşında veya yerde iken tahrip edilirken, 187 düşman uçağı tahrip edildiği iddia edilir.)
Alexander ve Malcolm Swanston'un "Büyük Hava Muharebeleri" başlıklı kitabında, Armée l'Air ve Aéronavale (Donanma Hava Kuvvetleri) Fransızların toplam kaybını 892 uçak olarak belirtir. Bu kayıpların üçte biri daha havalanmaya fırsat bile bulamadan havaalanlarında gerçekleşmiştir.
Kaybedilen pilot sayısının 200 kadar olduğu tahmin edilirken, bunların %40'ına yakınının avcı uçağı pilotu olduğu ileri sürülür.
auf einen Stellungskrieg konzentrierte Verteidigungsdoktrin deutsche Luftrüstung ab 1935 führte zu Modernisierungsversuchen geç ve az sayıda Buna en güzel örnek, Dewoitine D 520 avcı uçağı. Me Bf109'a kıyasla motor gücü bakımından zayıf olsa da manevra kabiliyeti ve yükselme-alçalma anlarında ki performansının daha iyi olduğunu Alman pilotlar bile anılarında anlatırlar. Ancak, Fransa teslim olana kadar ancak yaklaşık 300 adeti savaşa hazır hale getirilebilmiştir. Bu rakamda yetersiz kalmıştır. (Jochen Prien'ın kitapları!)
Tüm bu farklı rakamlar ve teknik bilgilerden sonra, sefer boyunca, Hava Kuvvetleri Komutanlığının stratejisine değinelim.
Fransızların düştüğü en büyük hatalardan birisi, 4 ayrı bölgeye ayrılmış olan Fransa Hava sahasında konuşlandırılmış olan uçak filolarının koordinasyonu için merkezi bir komuta sisteminin oluşturulmamasıydı. Her bölgede ki komutan uçakları nerede ve nasıl kullanacakları hakkında kendi inisiyatiflerini kullanmaktaydı.
Çoğu, komuta ettikleri filoları sadece kendi bölgelerinde kullanıldılar. Daha da ilginci, bir çoğuna ne ana karargahtan ne de cephedeki birliklerden hava desteği talebi gelmemesidir. Örneğin, İsviçre sınırında bölgeyi savunmakla görevlendirilen birlikler ancak son bir kaç hafta içerisinde kendi bölgelerine doğru yönelen Alman birliklerine karşı savunmaya geçmişlerdir.
Fransızların, özellikle savaş başında yaptıkları diğer önemli bir hata olarak, bombardıman uçaklarını kullanmada ki "çekingenlikleri" gösterilir. Bunun nedeni, Luftwaffe'nin düzenleyebileceği intikam amaçlı ağır karşı saldırılardır. Bu çekingenliğin bedelini, bilhassa RAF bombardıman filosu ilk 2 hafta içerisinde, büyük kayıplar vererek ödemiştir.
Özellikle, seferin dönüm noktası olan kabul edilen ve 3 gün devam eden Meuse nehrinin geçişinde Fransız Hava Kuvvetleri neredeyse hiç bir rol oynamamıştır. Evet, 3 gün boyunca, havada neredeyse tek bir tane Fransız uçağı görülmemiştir. İş işten geçtikten sonra, yani Alman istihkâmcılar ponton köprüleri kurduktan sonra, RAF ile birlikte bu köprüleri imha etmek için saldırılar düzenlenmiş, fakat ağır kayıplar verilmiştir.
Hava Kuvvetlerine pilot alımı ve yetiştirilmesi konusunda da Fransa ekonomik ve politik nedenlerden dolayı geç kalmıştır. Bunun sonucunda, savaş başladığında planlanan 210 uçak filosundan ancak, 119 adedi uçuşa hazırdı. Bunun sağlanabilmesi de, aslında askerden muafiyet sınırını doldurmuş 40 yaş üstü bir çok pilot olmasıyla mümkün olmuştur.
Kayıplar:
Tüm bu olumsuzluklara ve hatalara rağmen, bazı Fransız kaynaklara göre, 6 haftalık savaşta 900 Alman uçağı düşürülmüştür.
İngiliz tarihçi John Pimlott, "Die Luftwaffe" isimli kitabında Almanların kaybını 1.428 uçak olarak verir.
Polonyalı askeri tarihçi Janusz Piekalkiewicz'e göre bu sayı 935 adette kalır. Piekalkiewicz'e göre, bu kayıplar, İngiltere Hava Savaşı'nın başlayışını 6 hafta geciktirecek kadar ağırdır.
Adolf Galland ise anılarında, Albert Kesserling'in sefer sonrasında, Luftwaffe'nin savaş gücünün %70 azaldığını söylediğini, yazar.
Bence, çoğu kişi tarafından bilinmeyen, fakat o kadar da önemli olan diğer bir bilgi, savaş sonrasında kurulan bir Alman-Fransız komisyonu tarafından yapılan sayımda, Fransa'nın işgale uğramamış olan bölgelerinde, savaşa hazır 4268 adet uçak olduğu saptanmıştır.
Diğer bir deyişle savaş sonunda Fransız Hava Kuvvetlerinin elinde ki uçak sayısı savaş başında ki miktara eşitti. Buna ek olarak, Kuzey Afrika'da ki kolonilerde ayrıca 1800 adet uçağın daha varlığı saptanmıştır.
Fransa'nın Almanya'ya savaş ilan ettiği 3 Eylül 1940 tarihinde, Hava Kuvvetlerinin (Armée l'Air) elinde kaç tane uçak olduğu sorusuna cevap vermek istediğimizde farklı rakamlarla karşılaşıyoruz.
Yeni neslin, vazgeçilmez başvuru kaynağı, "wikipedia"'ya göre, Fransız Hava Kuvvetleri 2400 avcı uçağı, 1160 Bombardıman uçağı ve 1464 adet keşif uçağına sahip.
Alexander ve Malcolm Swanston'un birlikte yazdıkları "Büyük Hava Muharebeleri" başlıklı kitaba göre, eski/yeni tüm modeller sayıldığında, 780 adet uçak var.
İngiliz tarihçi John Pimlott, "Die Luftwaffe" isimli kitabında yaklaşık olarak 2.500 adet uçaktan bahsediliyor. Bunların yarıya yakını modern, geriye kalanı eskimiş modeldi.
Pimlott fazla ayrıntıya girmezken, Swanston'lar, daha geniş kapsamlı bir liste yapmışlar. 225 adet Morane-Saulnier ve 100 adet Curtiss Hawk75A tipi avcı uçakları, 155 adet eski tip Bloch ve Amiot yanında, sadece 5 adet Olivier 451 tipi modern bombardıman uçağı ve 59 adet keşif uçağını içeren bir listeye yer verir.
Pilot sayısı 1.000 civarindayken, en büyük handikapları İspanya İç Savaşı'nda ve 01 Eylül 1939 tarihinden itibaren Polonya, Danimarka ve Norveç işgallerinde tecrübe edinmiş Luftwaffe pilotları karşısında ki savaş tecrübesi eksikliğiydi.
En yaygın avcı uçağı olan Morane-Saulnier tipinden 500 adet üretilmişti. Bu uçak o dönem için hem yavaş hem de yetersiz ateş gücüne sahipti.
Adolf Galland anılarında, Belçika ve Fransa Hava Kuvvetlerinde ki uçakların çoğunun eski ve yetersiz modeller olduğunu yazarken, verdiği isimler, Morane, Bloch ve Potez tipleridir. "Me 109 E tipi uçaklarımı teknik açıdan daha iyilerdi. Savaş taktiklerimiz ve daha önce ki savaşlarda edindiğimiz tecrübelerde diğer avantajlarımızdı." der.
Uzmanlar yeni nesil bir uçağa ihtiyaç olduğunu biliyorlardı ve giderek artan savaş tehditi karşısında, Bloch avcı uçağı üretimine başlandı. Sağlam, hızlı ve yüksek ateş gücüne sahip bu yeni uçak Fransız Hava Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu uçaktı.
Ancak, 10 Mayıs 1940 tarihinde, Luftwaffe'nin baskını sonucunda Hava Kuvvetlerinin çok sayıda uçağı havaalanlarında pistlerde beklerken imha edildi. Morane karşısında teknik açıdan üstün olan Messerschmidt böylelikle daha savaşın başında sayısal üstünlüğü de ele geçirdi. Fransız kaynaklarına göre, 1940 Batı Seferinde, Fransız Hava Kuvvetleri ellerinde ki tüm Morane avcı uçaklarını kaybetmiştir. (387 adeti it dalaşında veya yerde iken tahrip edilirken, 187 düşman uçağı tahrip edildiği iddia edilir.)
Alexander ve Malcolm Swanston'un "Büyük Hava Muharebeleri" başlıklı kitabında, Armée l'Air ve Aéronavale (Donanma Hava Kuvvetleri) Fransızların toplam kaybını 892 uçak olarak belirtir. Bu kayıpların üçte biri daha havalanmaya fırsat bile bulamadan havaalanlarında gerçekleşmiştir.
Kaybedilen pilot sayısının 200 kadar olduğu tahmin edilirken, bunların %40'ına yakınının avcı uçağı pilotu olduğu ileri sürülür.
auf einen Stellungskrieg konzentrierte Verteidigungsdoktrin deutsche Luftrüstung ab 1935 führte zu Modernisierungsversuchen geç ve az sayıda Buna en güzel örnek, Dewoitine D 520 avcı uçağı. Me Bf109'a kıyasla motor gücü bakımından zayıf olsa da manevra kabiliyeti ve yükselme-alçalma anlarında ki performansının daha iyi olduğunu Alman pilotlar bile anılarında anlatırlar. Ancak, Fransa teslim olana kadar ancak yaklaşık 300 adeti savaşa hazır hale getirilebilmiştir. Bu rakamda yetersiz kalmıştır. (Jochen Prien'ın kitapları!)
Tüm bu farklı rakamlar ve teknik bilgilerden sonra, sefer boyunca, Hava Kuvvetleri Komutanlığının stratejisine değinelim.
Fransızların düştüğü en büyük hatalardan birisi, 4 ayrı bölgeye ayrılmış olan Fransa Hava sahasında konuşlandırılmış olan uçak filolarının koordinasyonu için merkezi bir komuta sisteminin oluşturulmamasıydı. Her bölgede ki komutan uçakları nerede ve nasıl kullanacakları hakkında kendi inisiyatiflerini kullanmaktaydı.
Çoğu, komuta ettikleri filoları sadece kendi bölgelerinde kullanıldılar. Daha da ilginci, bir çoğuna ne ana karargahtan ne de cephedeki birliklerden hava desteği talebi gelmemesidir. Örneğin, İsviçre sınırında bölgeyi savunmakla görevlendirilen birlikler ancak son bir kaç hafta içerisinde kendi bölgelerine doğru yönelen Alman birliklerine karşı savunmaya geçmişlerdir.
Fransızların, özellikle savaş başında yaptıkları diğer önemli bir hata olarak, bombardıman uçaklarını kullanmada ki "çekingenlikleri" gösterilir. Bunun nedeni, Luftwaffe'nin düzenleyebileceği intikam amaçlı ağır karşı saldırılardır. Bu çekingenliğin bedelini, bilhassa RAF bombardıman filosu ilk 2 hafta içerisinde, büyük kayıplar vererek ödemiştir.
Özellikle, seferin dönüm noktası olan kabul edilen ve 3 gün devam eden Meuse nehrinin geçişinde Fransız Hava Kuvvetleri neredeyse hiç bir rol oynamamıştır. Evet, 3 gün boyunca, havada neredeyse tek bir tane Fransız uçağı görülmemiştir. İş işten geçtikten sonra, yani Alman istihkâmcılar ponton köprüleri kurduktan sonra, RAF ile birlikte bu köprüleri imha etmek için saldırılar düzenlenmiş, fakat ağır kayıplar verilmiştir.
Hava Kuvvetlerine pilot alımı ve yetiştirilmesi konusunda da Fransa ekonomik ve politik nedenlerden dolayı geç kalmıştır. Bunun sonucunda, savaş başladığında planlanan 210 uçak filosundan ancak, 119 adedi uçuşa hazırdı. Bunun sağlanabilmesi de, aslında askerden muafiyet sınırını doldurmuş 40 yaş üstü bir çok pilot olmasıyla mümkün olmuştur.
Kayıplar:
Tüm bu olumsuzluklara ve hatalara rağmen, bazı Fransız kaynaklara göre, 6 haftalık savaşta 900 Alman uçağı düşürülmüştür.
İngiliz tarihçi John Pimlott, "Die Luftwaffe" isimli kitabında Almanların kaybını 1.428 uçak olarak verir.
Polonyalı askeri tarihçi Janusz Piekalkiewicz'e göre bu sayı 935 adette kalır. Piekalkiewicz'e göre, bu kayıplar, İngiltere Hava Savaşı'nın başlayışını 6 hafta geciktirecek kadar ağırdır.
Adolf Galland ise anılarında, Albert Kesserling'in sefer sonrasında, Luftwaffe'nin savaş gücünün %70 azaldığını söylediğini, yazar.
Bence, çoğu kişi tarafından bilinmeyen, fakat o kadar da önemli olan diğer bir bilgi, savaş sonrasında kurulan bir Alman-Fransız komisyonu tarafından yapılan sayımda, Fransa'nın işgale uğramamış olan bölgelerinde, savaşa hazır 4268 adet uçak olduğu saptanmıştır.
Diğer bir deyişle savaş sonunda Fransız Hava Kuvvetlerinin elinde ki uçak sayısı savaş başında ki miktara eşitti. Buna ek olarak, Kuzey Afrika'da ki kolonilerde ayrıca 1800 adet uçağın daha varlığı saptanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder