Merhaba!
Aytunç Altındal’ın kitabına kaldığımız yerden devam edelim.
Kitabın birinci bölümü, tamamiyle Hitler’in ailevi geçmişine ve kökenleri hakkında ki çarpıtılmış gerçeklerin açıklanmasına ayrılmış. (yazarın iddiasına göre..)
Ben, bu bölümü, bir müddet okumaya çalıştıktan sonra atladım; çünkü, hem şu an benim açımdan öncelik taşımıyor; hem de, bence kitabın en karmaşık, dolayısıyla en zor okunan bölümü!
Ama, zaten, yazarın kendisi de, „Önsöz“’ün 10. sayfasında „Kitabın bu ilk bölümünde o kadar karışık olaylar var ki, okur bu ilk otuz sayfada pes etmezse kitabın sonunu rahatlıkla getirebilir kanısındayım!“ diye yazmış.
Ikinci bölümün ilk üç alt bölümünde, okültizmin Nazi Almanyasında oynadığı önemli rol anlatıldıktan sonra, dördüncü alt bölümde Hitler’in nasıl olupta, Almanya ve Alman toplumun da yükseldiğine dair çok ilginç bilgiler verilmiş.
Hitler, Avusturya’lı bir gümrük memurunun oğlu olarak Dünya’ya geldi.
Yani bir Avusturya vatandaşı!
Ayrıca, 5 Şubat 1914 tarihinde, Salzburg’da yapılan askerlik muayenesinde, sağlık durumu nedeniyle, askerliğe uygun olmadığına dair rapor alıyor. (Bakınız: Josef Greiner „Hitler mitosunun sonu!“)
Pekala, nasıl oluyor da, 1. Dünya Savaşında Alman ordusunda görev yapıyor?
1.Dünya Savaşının sonunda, askeri istihbarat birimleri tarafından 'casus' olarak görevlendiriliyor?
Nasıl oluyor da, siyasi faaliyetlerde bulunuyor?
Tüm, bunlar, gerçekten elimizde, o tarihin Almanya anayasası gibi daha ayrıntılı bilgilere sahip olmayan, biz okuyucular için çok ilginç gelen sorular.
Kafamda ki, bu sorularla, kitapçılarda dolaşırken, ünlü Alman tarihcisi Sebastian Haffner’in
"Hitler üzerine Notlar - bir despotun patolojik dünyası“ isimli kitabına rastladım.
1978 yılında Kindler Verlag GmbH tarafından, Münih’de basılan bu kitap, 2001 yılında, Nihat Tezeren tarafından tercüme edilip, Gendas A.Ş. tarafından, ülkemizde piyasaya sürülmüş.
Almanca forumlarda, kitap hakkında oldukca iyi yorumlarda bulunulmuş ve kitabın kolay okunulur ve anlaşılır (ikisi, her zaman birbirine paralel gitmiyor!) olduğu yazıyor.
212 sayfalik kitabında, Haffner, Hitler’in tüm hayatını, çok başarılı bir biçimde, adeta sürükleyici bir macera romanı gibi ve bence, yerinde analizlerle okuyucuya sunmuş.
Kitaba burada, ani bir geciş yapmamın nedeni ise, Sayın Aytunç Altındal’ın kitabında ileri sürülen bazı tezlere cevap niteliği taşıyan bilgiler içermesi.
Görüşmek üzere!
Aytunç Altındal’ın kitabına kaldığımız yerden devam edelim.
Kitabın birinci bölümü, tamamiyle Hitler’in ailevi geçmişine ve kökenleri hakkında ki çarpıtılmış gerçeklerin açıklanmasına ayrılmış. (yazarın iddiasına göre..)
Ben, bu bölümü, bir müddet okumaya çalıştıktan sonra atladım; çünkü, hem şu an benim açımdan öncelik taşımıyor; hem de, bence kitabın en karmaşık, dolayısıyla en zor okunan bölümü!
Ama, zaten, yazarın kendisi de, „Önsöz“’ün 10. sayfasında „Kitabın bu ilk bölümünde o kadar karışık olaylar var ki, okur bu ilk otuz sayfada pes etmezse kitabın sonunu rahatlıkla getirebilir kanısındayım!“ diye yazmış.
Ikinci bölümün ilk üç alt bölümünde, okültizmin Nazi Almanyasında oynadığı önemli rol anlatıldıktan sonra, dördüncü alt bölümde Hitler’in nasıl olupta, Almanya ve Alman toplumun da yükseldiğine dair çok ilginç bilgiler verilmiş.
Hitler, Avusturya’lı bir gümrük memurunun oğlu olarak Dünya’ya geldi.
Yani bir Avusturya vatandaşı!
Ayrıca, 5 Şubat 1914 tarihinde, Salzburg’da yapılan askerlik muayenesinde, sağlık durumu nedeniyle, askerliğe uygun olmadığına dair rapor alıyor. (Bakınız: Josef Greiner „Hitler mitosunun sonu!“)
Pekala, nasıl oluyor da, 1. Dünya Savaşında Alman ordusunda görev yapıyor?
1.Dünya Savaşının sonunda, askeri istihbarat birimleri tarafından 'casus' olarak görevlendiriliyor?
Nasıl oluyor da, siyasi faaliyetlerde bulunuyor?
Tüm, bunlar, gerçekten elimizde, o tarihin Almanya anayasası gibi daha ayrıntılı bilgilere sahip olmayan, biz okuyucular için çok ilginç gelen sorular.
Kafamda ki, bu sorularla, kitapçılarda dolaşırken, ünlü Alman tarihcisi Sebastian Haffner’in
"Hitler üzerine Notlar - bir despotun patolojik dünyası“ isimli kitabına rastladım.
1978 yılında Kindler Verlag GmbH tarafından, Münih’de basılan bu kitap, 2001 yılında, Nihat Tezeren tarafından tercüme edilip, Gendas A.Ş. tarafından, ülkemizde piyasaya sürülmüş.
Almanca forumlarda, kitap hakkında oldukca iyi yorumlarda bulunulmuş ve kitabın kolay okunulur ve anlaşılır (ikisi, her zaman birbirine paralel gitmiyor!) olduğu yazıyor.
212 sayfalik kitabında, Haffner, Hitler’in tüm hayatını, çok başarılı bir biçimde, adeta sürükleyici bir macera romanı gibi ve bence, yerinde analizlerle okuyucuya sunmuş.
Kitaba burada, ani bir geciş yapmamın nedeni ise, Sayın Aytunç Altındal’ın kitabında ileri sürülen bazı tezlere cevap niteliği taşıyan bilgiler içermesi.
Görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder