Gerilla savaşı, 2. Dünya Savaşı’nı konu alan eserler arasında, ender olarak
incelenmiştir. Nazi Almanya’sı tarafından işgal edilen her ülkede, belirli bir tarihten
itibaren, farklı düzeylerde ve şekillerde bir direniş hareketi başlamıştı.
Norveç, Belçika, Hollanda, Çek Cumhuriyeti gibi az nüfuslu ülkelerde, doğal
olarak “düşük yoğunluklu” bir direniş oluşurken, Yugoslavya ve S.S.C.B.
örneklerinde geniş bir coğrafyada, uzun süreli ve şiddetli bir gerilla hareketi
ortaya çıkmıştır.
Fransa ve Yunanistan, içinde bulundukları farklı sosyo-politik ortam nedeniyle, geç başlayan ve kendi içinde bile bölünen bir direniş oluşumuna sahip olmuşlardır. Savaşın başlangıcında, Naziler, Yugoslavya haricinde, yukarıda sayılan ülkelerde çok sert bir işgal yönetimi uygulamadılar. Ancak, savaşın yavaş yavaş kendi aleyhlerine dönmesiyle, sertleşen işgal yönetimine tepki olarak, yerel halk, direnişi desteklemeye başlamıştır.
Fransa ve Yunanistan, içinde bulundukları farklı sosyo-politik ortam nedeniyle, geç başlayan ve kendi içinde bile bölünen bir direniş oluşumuna sahip olmuşlardır. Savaşın başlangıcında, Naziler, Yugoslavya haricinde, yukarıda sayılan ülkelerde çok sert bir işgal yönetimi uygulamadılar. Ancak, savaşın yavaş yavaş kendi aleyhlerine dönmesiyle, sertleşen işgal yönetimine tepki olarak, yerel halk, direnişi desteklemeye başlamıştır.
Savaş başlamadan önce, İngiliz, Sovyet ve Amerikan ordularında, cephe
gerisinde ki düzensiz birlikleri destekleme konusu neredeyse hiç ele
alınmamıştı. Avrupa ana kıtasında, Yugoslavya ve Yunanistan’ın Almanlar
tarafından işgali ile Müttefiklerin konvansiyonel düzeyde bir kara harekâtına
girişmeleri ihtimali ortadan kalktı. Bu koşullarda yapılacak olan birkaç
seçenek kalmıştı.
-Komando harekâtları
-Stratejik bombardıman
-Gerillalara lojistik ve askeri destek
22 Temmuz 1940’dan itibaren İngilizlerin kurduğu SOE (Special Operations
Executive; BN: Özel Harekât Birimi) ve 13 Haziran 1942’den itibaren de,
Amerikalıların kurduğu OSS (Office of Strategic Services; BN: Stratejik
Hizmetler Bürosu) Norveç’ten, Yunanistan’a kadar uzanan bir coğrafyada, gerilla
hareketlerini destekleyici faaliyetlerde bulundular.
Genelde tek bir bombardıman veya kargo uçağı tarafından Alman işgali altında ki bölgelere, geceleri paraşütle malzeme, silah ve cephane atılıyordu. Bu metotla, ancak, sınırlı sayıda lojistik destek sağlanabildiği için, Batı cephesinde, Normandiya çıkartmasına kadar Alman birliklerine büyük oranda bir zarar verilemedi. Ayrıca, Almanlar, gerilla saldırısının gerçekleştiği bölge halkına karşı acımasızca misillemelere giriştiklerinden, gerek bölge halkı gerekse direnişçiler, çoğu zaman bir ikilemle karşı karşıya kalıyorlardı.
Genelde tek bir bombardıman veya kargo uçağı tarafından Alman işgali altında ki bölgelere, geceleri paraşütle malzeme, silah ve cephane atılıyordu. Bu metotla, ancak, sınırlı sayıda lojistik destek sağlanabildiği için, Batı cephesinde, Normandiya çıkartmasına kadar Alman birliklerine büyük oranda bir zarar verilemedi. Ayrıca, Almanlar, gerilla saldırısının gerçekleştiği bölge halkına karşı acımasızca misillemelere giriştiklerinden, gerek bölge halkı gerekse direnişçiler, çoğu zaman bir ikilemle karşı karşıya kalıyorlardı.
Asimetrik savaşın en önemli örneklerinden birisi olan, “gerilla savaşı”,
sadece coğrafi veya askeri avantaj ve dezavantajların yanında, sosyal ve
politik unsurların da etkisi altındaydı. Yugoslavya ve Fransa’da, Nazi
ideolojisine sempati duyan ve/veya komünist felsefeden ve savunucularından
nefret eden çok kişi, işgalci Almanlarla işbirliği yapıyordu. Bilhassa,
Yugoslavya’da Çetniklerle, komünist partizanlar arasında ki çatışmalar, işgalci
Almanlarla Yugoslav partizanlar arasında ki mücadele kadar önemliydi. (Hatta
daha uzun bir geçmişe dayanıyordu. Bu konu, başka bir yazıda ele alınacak kadar
önemli!)
Ama ne olursa olsun, direnişçi grupların faaliyetleri hiçbir zaman organize
askeri birliklerin gerçekleştirdikleri harekâtlarla karşılaştırılamaz.
Unutmamak lazım ki, düşmanın işgalinde ki bir coğrafyada gerek sayı gerekse
donanım açısından hiçbir zaman tam teşekküllü bir askeri birlikle çatışmaya
girebilecek düzeye erişemezlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder