1715
doğumlu, De Gribeauval, Fransız topçu sınıfında yaptığı reformlarla, Fransız
Devrim Savaşları sırasında, Fransız ordusunun gösterdiği başarıların temelini
atanlardan birisidir.
Askerlik kariyerine, Fransız ordusunda başlayan, De Gribeauval, 3 yıl gibi çok kısa bir sürede yarbaylık
rütbesine yükseltilmiştir. Ancak, 7 Yıl Savaşları boyunca, Avusturya ordusunda “topçu
ve lağımcılar” birliğinin komutasına getirilmiştir. Avusturya ordusunda
gösterdiği başarılardan sonra, “tümgeneral” rütbesiyle, Fransa’ya dönmüştür.
Fransız ordusunda ki, bu ikinci kariyerinde, “topçu müfettişi” olarak görev
yapmış ve 18. yüzyılın en önemli ve kalıcı askeri reformlarından birisine
imzasını atmıştır.
Sadece topların ve
onlarda kullanılan cephanelerin standartlaştırılması değil, aynı zamanda,
topları çeken top arabalarında ve bunlara takılan cephane arabalarında
gerçekleştirdiği değişikliklerle topçu sınıfının, piyade ve süvariden farklı
bir sınıf olarak ön plana çıkmasını sağlamıştır.
Top arabalarını çeken atların bağlı olduğu koşumlarda
bile bir takım değişiklikler yaparak, bunların manevra kabiliyetini arttırarak,
muharebe alanı etrafında ve içinde çok daha hızlı hareket etmesini sağlamıştır.
Bu sayede, topçu birlikleri muharebenin gelişimine göre farklı yerlere hızla
ulaşabilmiş ve gerek savunma gerekse saldırı taktiklerinin uygulanmasında
hayati bir rol oynamıştır.
Gerek topların gerekse top arabalarının
“değiştirilebilir” parçalardan üretilmesini sağlayarak, hızlı ve çok sayıda
üretime geçilmesini sağladı. Bu yeniliğin muharebe öncesinde ve esnasında
getirdiği diğer bir kolaylık ise, bozulan ve eskiyen parçaların kolayca ve
hızla değiştirilmesi sayesinde, ordular, sefere çıktıklarında, bozulan ve eskiyen
toplarını ve top arabalarını terk etmek zorunda kalmadılar. Yani, azalan topçu
desteği, diğer bir deyişle, ateş gücü sorunu, ortadan kalkmadıysa da, azaldı.
Ama askeri tarihe damgasını vuran en önemli değişiklik,
topların üretim tekniklerinde yapılandı. Bu noktada, Jean Maritz ismini anmadan
geçemeyiz. İsviçre’li bir dökümcü ve yatırımcı olan Maritz, keşfettiği bir yeni
döküm tekniği ile, tek parça dökümden üretilen topların, üretimini daha kolay
ve hızlı hale getirmiştir. Daha da önemlisi, dökülen topların iç kısmı daha
pürüzsüz ve daha dayanıklı oluyordu. Bu sayede, barutun patlamasına daha
dayanıklı olduklarından ateşleme esnasında, daha fazla barut
kullanılabiliyordu. Bu da kullanılan topun daha uzun bir menzile sahip olması
demekti.
Topun iç yüzeyinin daha pürüzsüz olması da, isabet
oranını arttırdığından hedefi bulma ve tahrip gücünü yükseltme konularında da
beklenmedik iyileşmeler olmuştu.
De Gribeauval’ın reformları bu kadarla kalmıyordu. Bu
yeni üretim tekniği sayesinde top, cephane ve top arabaları üretiminde
standardizasyonu gerçekleştirdikten sonra, geriye tek bir nokta kalmıştır. Tüm
bunları kullanan personele standart bir eğitim vermek. Bunu sağlayabilmek için,
o güne kadar sivillerden oluşan topçuları lağvederek, topçu eğitimi veren askeri bir kurumu hayata
geçirdi. (İlerleyen yıllarda, bu eğitimi alan genç bir topçu, burada
öğrendiklerini diğer askeri fikirler ve kurumlarla birleştirerek, tarihe damgasını
vuracaktı!)
Diğer bir deyişle o güne kadar, temelde, piyadeyi
destekleme görevi üstlenen topçu birlikleri, artık bağımsız bir birim olarak
muharebe alanında görev yapmaya başlamışlardır. Yapılan muharebe planlamasına
göre, piyadelerin yanında onlara destek amaçlı yürütülen topçu birlikleri
ortadan kalkmış, onun yerine, daha hızla ateş eden, daha yüksek tahrip gücüne
sahip, bağımsız topçu birlikleri ortaya çıkmıştır. Bu özellikleri ile
destekleyici birlik rolünden çıkmışlardır. Onun yerine, muharebenin sonucunu
belirleyen bir silah haline gelmişlerdir. Düşman piyadelerine verdikleri büyük
kayıplarla, dost piyade birlikleri topçuların açtıkları gediklerden saldırarak,
düşmana son darbeyi vurmuşlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder