Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

31 Mayıs 2015 Pazar

Günün filmi: "Kamikaze" pilotlarını konu edinen, son Japon yapımı film, 'The Eternal Zero'! / "Ölümsüz Zero"

2. Dünya Savaşı'nın, Pasifik cephesine damgasını vuran olgulardan biri, Japon Silahlı Kuvvetlerinin 1944 sonbaharından itibaren başlattığı "Kamikaze" saldırılarıdır. Tercüme etmeye çalışırsak, Japonca, "Kami", "Tanrı" veya "tanrısal", "Kaze" ise, "rüzgar" anlamına gelir.

Kelimenin kökeni, 1274 ve 1281 tarihlerinde, Kubilay Han'ın Japonya'yı işgal amacı ile yolladığı 2 filoyu batıran, tayfunları yaratan, rüzgarlara dayanır.

1942 yılı boyunca, Amerikan donanmasının gerçekleştirdiği bir kaç harekât sonrasında, Japan Hava Kuvvetleri, sahip olduğu, tecrübeli pilotların büyük bir kısmını yitirdi. (Solomon adaları, Yeni Guinea ve Santa Cruz Operasyonları gibi..) Bunun yanında, savaş boyunca, Japonlar yeni pilot eğitimine hiç bir zaman gereken önemi vermediler.

Ayrıca, Amerikan donanması, Pasifik okyanusuna düşen pilotlarını kurtarmak için her türlü çabayı gösterirken, Japonlar hem gereken olanaklara sahip değildiler, hemde "ölüm", zaten, İmparator ve Japonya için ulaşılabilecek en yüksek mertebe idi. Ayrıca, uçak teknolojisinde, savaş ilerledikçe, Amerikalıların gerisine düştüler. Bu da, hem hava savaşlarında hem de gemi ve yer hedeflerine yaptıkları saldırılarda başarı oranlarını çok düşürdü.

Bu durum karşısında, Japon üst komuta kademesi, "bir uçak bir gemi" sloganı ile, saldırıyı yapan pilotların, bir intihar saldırısı ile düşman gemilerine çarpmalarını öngören bir uygulama başlattı.


Şunu da unutmamak gerekir ki, normal koşullarda, düşmana saldıran uçağı kullanan pilot, kendisini ve uçağı kurtarmak amacıyla (hayatta kalma refleksinin bir gereği!), bir noktadan sonra, kaçmaya çalışır. Buna bağlı olarak, taşıdığı bomba veya torpedoyu, hedefi vurup vurmayacağını düşünmeden atar.

Kayıtlara göre, ortalama olarak, savaşın sonuna kadar 4.000'e yakın kamikaze saldırısı yapılmıştır. Ancak, bunların yalnız, % 20'sinin hedeflerini vurduğu saptanmıştır.

"Kamikaze" konusunda, en çok tartışılan diğer bir unsur ise, pilotların, gerçekten "gönüllü" olup olmadıkları idi. Her ne kadar, yapılan propaganda, bu pilotların, gönüllü olarak, imparator ve Japonya için, kahramanca, kendilerini feda ettiklerini anlatsa da, son 20 yılda yapılan bazı araştırmalar, bunun her zaman öyle olmadığını kanıtlamıştır

"Gönüllü" olarak seçilen bir çok pilot, savaş bitimi nedeniyle, hayatta kaldıklarından, bunların bir kısmı, son 20 yıl içerisinde, yaptıkları açıklamalarla, konuya değişik bakış açıları getirmişlerdir.

İşte, bu 2013 yapımı film, bir avcı uçağı pilotunun öyküsü etrafında, bu konuyu işliyor. 144 dakikalık uzun bir film ve fazla savaş sahnesi yok. Pilotların, birey ve grup olarak konuya yaklaşımlarını, üst düzey komuta kademesinin tavrını, sivillerin yaşadıklarını anlatan çok güzel bir yapım.

Japonlar artık, kendi hikayelerini anlatmaya başladılar, seyredin..

30 Mayıs 2015 Cumartesi

Fransa bisiklet Turu 1940!

Biraz da gülelim:



Umarım, Fransız bir takipçimiz yoktur!


27 Mayıs 2015 Çarşamba

Günün kitabı: Unternehmen Barbarossa / Der deutsche Krieg im Osten 1941-1945 / Christian Hartmann

Bugün, Almanca kitaplarımıza birini daha ekliyoruz.

Christian Hartmann tarafından yazılan, "Unternehmen Barbarossa / Der deutsche Krieg im Osten 1941-1945" (Barbarossa Harekâtı / Almanya'nın doğuda ki savaşı 1941 -1945) isimli kitap, C.H.Beck yayınevinin, "Bilgi" (Wissen) serisinden 2011 yılında basılmış. 128 sayfalık kitapda, 5 harita ve6 fotoğraf  bulunmakta.
"Okuma listesi / Tavsiye edilen kitaplar", "Kişi  listesi", "Yer listesi" gibi bölümleri çıkartınca, 
128 sayfanın 100 sayfası metne ayrılmış.




Yazar Christian Hartmann, Münih Tarih Enstitüsünde görevli, “Ulusal Sosyalizm diktatörlüğünde Alman Silahlı Kuvvetleri” projesi başkanı ve Alman Silahlı Kuvvetleri Münih Üniversitesi’nde doçent olarak görev yapmaktadır.
2011 yılında ilk baskısı yapılan kitabın, ben de ki kopyası, 2012 yılında yapılan 2. baskısına ait.
Kitap, kendi içinde, 10 bölüme ayrılmış. Giriş ve ek adı altında ki, çok kısa 2 bölümü çıkarırsak, 8 ana bölüm var.


-Politik I:1940/41


-Varsayımlar


-Savaş I:1941/42


-Alman işgal yönetimi


-Alman savaş suçları


-PolitikII:1941-45


-Savaş II:1943-45


-Savaşın Sonuçları


Herhalde, 2. Dünya Savaşı ile ilgilenip de, “Barbarossa Harekâtı” hakkında, bir fikir sahibi olmayan kimse yoktur. Bilhassa 1991 yılında, Varşova Paktının yıkılması ile, Sovyet arşivleri, Batılı araştırmacılara da açıldı. Böylelikle, ilgi duyan herkes, 2. Dünya Savaşı’nı, bir de Sovyetlerin gözüyle görme olanağına kavuştu. Yapılan araştırmaların ve bunların kağıda dökülmesinin bir kaç yılı kapsadığını varsayarsak, 2000’li yıların başından itibaren, bu yeni(!) bilgilere, bizlerde okuyucu olarak ulaşma imkanı bulduk.
Christian Hartmann, aradan geçen, yaklaşık 10 yıl sonunda, bu yeni eserlerin en azından bir kısmına dayanarak, “yeni savaş tarihi” yazımına önemli bir katkıda bulunmuş.
yıla dağılmış ve ortalama cephe uzunluğu 3000 km olan bir savaşı 200 küsur sayfaya sığdırmak zorundasınız.

Sadece, stratejik, operasyonel ve taktik gelişmeleri özetlemeye kalsanız, bu sınırlamanın çok ötesine geçersiniz.

Buna rağmen, yazar, sadece, cepheyi değil, cephe gerisini, sadece komutanları veya muharebeleri değil, sıradan askeri ve sivilleri, öncesi ve sonrası ile 2. Dünya savaşı Doğu cephesini, her iki taraftan ana hatlarıyla anlatmayı çok iyi becermiş.

Özellikle vurgulamak istediğim nokta, cep formatında bir kitap için kulanılan 5 adet harita, çok iyi bir seçim.

Ana hatları bu kadar iyi bir araya getiren, özet zor bulunur.

Anlatımı çok akıcı ve anlaşılır bir dil kullanmış.
Bu seride ki tüm kitaplar gibi, "cep formatında" ve fiyatı, 8,95 €!

25 Mayıs 2015 Pazartesi

1940 Batı/Fransa seferinde, Rommel'in komuta ettiği 7. zırhlı tümen / Hayalet tümen!


10 Mayıs 1940 tarihinde, "Fall Gelb" (Plan Sarı) doğrultusunda, saldırıya geçen A ve B Ordular grubu, kısa süre içinde, o güne kadar görülmemiş bir hızla, düşman topraklarında ilerlediler.

B Ordular Grubu, Hollanda'yı ve Belçika'nın kuzeyini işgal ederken, Plan Sarı'nın, ana saldırı gücünü oluşturan A Ordular Grubu, Güney Belçika ve Lüksemburg'da ki Ardenler bölgesine girdi.

Tüm planın kilit noktası, A Ordular Grubu'nun, öenmli bir bölümünü oluşturan, zırhlı tümenlerin, büyük bir hızla ilerleyerek, düşman cephedini yarması ve düşman birlikleri arasında kaos ve panik yaratmasıydı.

A Ordular grubu'nu oluşturan 3 ordu vardı. 4., 12. ve 16. ordu. 12. ve 16. ordu, Panzergruppe Kleist'ı (Zırhlı Grubu Kleist) oluşturacak bir biçimde, doğrudan A Ordular komutanı, general von Rundstedt'e bağlıydı. Bu özel grubunA Ordular Grubunun ana vuruş gücü olması planlanmıştı.

Başlangıçta, herşey planladığı gibi ilerledi. Ancak, zaman ilerledikçe, beklenmedik bir unsur, daha doğrusu kişi ön plana çıkmaya başladı. Bu da, A Ordular Grubu'nun içinde ki 4. Ordu'ya ait olan, 7. Zırhlı tümene komuta eden Rommel'di.

12 Mayıs'da Meuse nehrine ullaşan ilk Alman birliği, 7. tümendi.

13 Mayıs'da Meuse nehrine geçen ilk Alman birliği, 7. tümendi.

21 Mayıs'da Arras ulaşır ve savaşın ilk tank savaşını gerçekleştirir. Kuzeyden saldırıya geçen 2 İngiliz tank alayı, Rommel'in sağ kanadına ani bir saldırı yaparlar.

Emrinde ki, tank birliği ateş gücü ve zırh koruması bakımından, İngilizlerden çok daha zayıftır. Liddel Hart'ın "Rommels paper" isimli kitabında, Alman ordusunun, o tarihlerde ki ana tank silahı olan, Panzer III'e bile sahip olmadığı yazar. İngilizler, 60 adet Matilda I ve Matilda II takları ve 1 tugay piyade eşliğinde saldırıya geçerler. (Ara not: Matilda II, ağır zırhı ile, Char B1_bis tankından sonra, Almanların en çekindiği tank olmuştur.)

İlk saldırıyı 105 mm.;lik howitzer topları ile engeller. Ancak, ikinci İngiliz saldırısı çok daha kuvvetlidir. İşte, tam bu anda, Rommel'in yaratıcılığı ön plana çıkar ve ilk defa 8.8'lik uçaksavarların, tanksavar olarak kullanılması emrini verir. (Ve böylece, 8.8 Flak efsanesini yaratır!)

Bu ani saldırının geri püskürtülmesinden sonra, Genelkurmay'dan gelen bir emirle, Rommel ilerlemesini durdurur.

26 Mayıs'da dinlenen ve yeni kuvvetlerle desteklenen 7. zırhlı tümene ek olarak, 5. zırhlı tümende Rommel'in emrine verilir ve Rommel ilerleyişine aynı hızla devam eder.

5 Haziran'da Sen nehrine ulaşan ilk Alman birliği olur.

10 Haziran'da Dieppe yakınlarında, Manş Denizi'ne ilk ulaşan Alman birliği, Rommel komutasında ki 7. ve 5. zırhlı tümenlerdir

1940 Batı/Fransa seferi esnasında, Rommel'in komutasında ki 7. tümenin katettiği mesafeler, o tarihe kadar hayal bile edilemeyecek düzeydeydi. (O günün koşullarında!) 2. Dünya Savaşı'na komuta eden kademenin, 1. Dünya Savaşı'nın siperlerinde, düşük rütbeli  subaylar olarak hizmet verdiklerini unutmayalım. O 4 yıl içerisinde, bazen, aynı siperlerde aylarca, hatta yıllarca, çarpışan bir nesil için, düşman topraklarında, 1 günde 35 ilâ 50 kilometrelik bir ilerleme hayal bile edilemezdi.

Tabii, bunda, Rommel'in, Guderian gibi, "zırhlı birlikleri" "savaşın sonucunu belirleyici" bir silah olarak görmesi buyük önem taşıyor. "Daima ileri", "daima hızlı" yaklaşımı ile "risk üstlenen" bir karakter yapısı birleşince, ortaya, Genel Karargah ile haberleşmeden, kendi kararlarını kendi veren, atılgan bir komutan çıkıyor. Bazı durumlarda, Rommel'in bilerek, "Genel karargah" ile telsiz bağlantısını "kaybettiği" ileri sürülür(!)

Onun emrinde, 7. Zırhlı Tümen, 1940 Batı/Fransa seferinde, "Hayalet tümen" takma ismini almıştır. Çünkü, bazı günlerde hiç kimse, tümenin nerede olduğunu bilmezdi...

24 Mayıs 2015 Pazar

Günün filmi: Dunkirk / 1958

Bugünkü filmi tanıtırken, herşeyden önce, "siyah/beyaz"-çekim olduğunu vurgulamam gerekir. 1958 yapımı filmin başrollerinde oynayan artistler arasında benim tanıdığım, sadece, Richard Attenborough, uluslararası bir üne sahip. John Mills, Bernard Lee (James Bond filmlerinde, "M" rolü ile zihinlerde kalmıştır.) gibi, daha çok İngiliz film endüstrisinde ün kazanmış aktörlerin ağırlıklı olarak rol aldığı bir film.

Dolayısıyla, film daha çok, bizim gibi, "oldies" nesline hitap edebilir. Konusunu, 2. Dünya Savaşı'na ilgi duyupta bilmeyen yoktur, herhalde.  26 Mayıs - 3 Haziran 1940 tarihleri arasında gerçekleştirilen, Dunkerque Tahliyesi, diğer adıyla Dinamo Operasyonu, filmin senaryosunu oluşturuyor.

Fransa'nın Dünkerk (Dunkerque) kıyılarında 400 bin askerinin Alman kuvvetleri tarafından kuşatılması üzerine, 9 gün devam eden bu amfibik tahliyeye, sadece İngiliz Bahriyesi değil, her eşit tipte ve boyda sivil tekne ve denizcide katılmıştır.

338.226 askerin tahliyesi ile biten operasyon, 2. Dünya Savaşı'nın başlangıcından beri, Müttefiklerin gösterdiği ilk başarıdır.

Gerek, siyah/beyaz oluşu, gerekse ağır anlatımından dolayı, gençlere, önümüzdeki sene, 2017 yılında gösterilecek olan, yeni "Dunkirk" filmini tavsiye ederim.


Film hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler için IMDB sayfası:

19 Mayıs 2015 Salı

19 Mayıs Atatürk'ü anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!

Başka bir 19 Mayıs'da, ATAM'ızı anıp, onun kurduğu Cumhuriyet'i teslim ettiği gençlere (ve hepimize!) "İyi Bayramlar" dilerim.


10 Mayıs 2015 Pazar

Günün belgeseli: Alman "ZDF-İnfo" kanalında yayınlanan "Hitler'in yardımcıları" isimli belgesel dizisinin onbirinci bölümü "Baldur von Schirach: Hitler genci"!

Alman "ZDF-İnfo" kanalında yayınlanan "Hitler'in yardımcıları" başlıklı 12 bölümlük ve ilk defa 1996 yılında yayınlanan belgeselin onbirinci bölümünü ekliyorum.

Hazırlayıcısı, Guido Knopp isimli 1980'lerden itibaren devlet kanalı olan ZDF için çalışan bir tarihçi-gazetecidir. Öncesinde "Frankfurter Allgemeine Zeitung" ve "Welt am Sonntag" gazetelerinde (ortanın sağı olarak nitelendirebileceğimiz) çalışmıştır. Devletten aldığı destekle özellikle Nasyonal Sosyalizm tarihi üzerinde uzmanlaşmış çok üretici bir yazardır.


Kitapları ve bunlardan üretilen belgeselleri çok geniş kaynaklara dayanır ve anlatımı/sunumu akıcı ve kolay anlaşılır bir tarza sahiptir. Diğer bir deyişle, Almanya'da popüler tarih yaratıcıları arasında en ön sıralarda yer alır. Belgesellerinde ki sorun, her ne kadar bir kaç bölümden oluşsa da, neredeyse 30 yıla yakın bir dönemi anlatırken doğal olarak oluşan bilgi patlaması ve dönemsel atlamalardır. Bir nevi bilgilerin kısıtlı zaman dilimine sıkıştırılması sonucu oluşan bir bombardıman ve bunun sonucu seyirci de kopmalar yaşanır. Bundan dolayı, kitaplarını okumak daha verimlidir.

12 bölümlük bir belgeselden geniş alıntılar yapmak tabii ki mümkün olmadığından buraya "youtube"'da bulduğum İngilizce versiyonun linkini ekliyorum.

Hitler'in yardımcıları / Guido Knopp / İngilizce / Bölüm 11

Knopp belgesellerini takip edenler, Knopp'un konuya ağırlıklı olarak sosyal, ekonomik ve politik açılardan yaklaştığını göreceklerdir. "Devlet kanalı" olan ZDF için çalıştığı gerçeğini hiç bir zaman unutmayalım. "Resmi kaynaklara" dayalı bir popüler tarihçilik yapmak zorunda kalmış, "Holocaust", savaş öncesi uluslararası politika, 2 savaş arası dönemde ki ideolojik çatışmanın Avrupa siyasetine ve Alman iç politikasına etkileri, 1. Dünya Savaşı'nın mirası gibi konulara belirli bakış açılarından yaklaşmıştır. Yine de çok verimli ve seyretmesi/okuması her zaman öğretici bir tarihçi/gazetecidir.


Dilimize 2 kitabı tercüme edilmiştir. Daha önce tanıtmıştım. Her iki kitabın tercümesi güzeldir. Fiyatları uygundur. Baskı kalitesi ülkemiz koşullarındadır.

Diğer bölümlere bu linkden ulaşabilirsiniz:
https://savasvetarih.blogspot.de/search/label/Guido%20Knopp

7 Mayıs 2015 Perşembe

Günün kitabı: Marne 1914 / Osprey / İş Bankası askeri tarih dizisi

İş Bankası Osprey tarih dizisinden “Marne 1914” isimli kitap, Kahraman Şakul'un tercümesi ile bu yılın Nisan ayında piyasaya verilmiş. Orijinali 2010 yılında basılan kitap, Fransız askeri tarihi uzmanı Ian Summer tarafından hazırlanmış, Graham Turner çizimleri ile donatılmış. Bazı tarihçiler tarafından, “1. Dünya Savaşı’nı şekillendiren”  muharebe olarak değerlendirilen, 1.Marne muharebesi hakkında, okunması gereken bir kitap.

Kitap, doğal olarak, ünlü, “Schlieffen Planı”’nı da irdelediğinden, askeri tarih meraklılarının kaçırmaması gerekir.
İçindekiler:

-Açılış hamleleri

-Kronoloji

-Hasım komutanlar

-Hasım kuvvetler

-Muharebe cetvelleri

-Hasımların planları

-Marne meydan muharebesi

-Muharebenin ardından

-Muharebe meydanının bugünkü hali

-Kaynakça

-Dizin

İş Bankası’nın Osprey tarih dizisinden çıkan 20. kitap olarak,96 sayfalık içeriği, fotoğrafları, üç boyutluya yakın, açıklamalı çok sayıda haritası ile belli bir seviyenin altına inmeyen, klasik bir Osprey kitabı.
Kitap, 1. Dünya Savaşı’nın 100. yılını anma kutlamaları bağlamında, 2014 yılında, hele, Eylül 2014 tarihinde piyasaya verilseydi, çok anlamlı olurdu. (“Bulmuş, bunuyor”, gibi oldu!)

Kişisel olarak, Graham Turner benim favori çizerim değildir, ama, kalitesi ile kendisini kabule ettirmiş bir çizeri eleştirmek bana düşmez. Kahraman hocamızın, ünvânı belli, tercüme için teşekkürler, ancak, benim, “daha fazla öz-Türkçe” kelimeler takıntım, devam ediyor.
OspreyAskeriTarihdizisi
Gününkitabı

4 Mayıs 2015 Pazartesi

"Atlas Tarih" dergisinin, 33. sayısı (Nisan/Mayıs2015)!

Nisan ayında tanıtımını yaptığımız bir tarih dergisi, 2 ayda bir çıktığından, geçen ay gözden kaçırmış olan okuyucular için bu ay bir tekrar yapıyorum:


O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 33. sayısı (Nisan/Mayıs2015) çıktı.

Bu ayki sayfa sayısı 146 olan derginin, satış fiyatı 14.- TL.

Gazete bayiine.. (En azından eskiden öyleydi!)

Ilginizi çekebilecek diğer yazılar:

tarihdergileri 

1 Mayıs 2015 Cuma

“Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 12. sayısı (Mayıs 2015)!

Her ayın, olmazsa olmaz, süreli yayını, “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 12. sayısı (Mayıs 2015) çıktı.
Bu ayki sayfa sayısı 116 olan derginin, satış fiyatı 10.- TL.

Her ay olduğu gibi, yine “dolu dolu“ bir dergi okunmayı bekliyor.

Ilginizi çekebilecek diğer yazılar: