Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

30 Haziran 2016 Perşembe

Prens Eugen von Savoyen!

Avusturya Arşidüklüğü'nün ünlü generali, Prinz Eugen von Savoyen'in, (1663-1736) 15.000 kitaplık bir kütüphanesi varmış. Günümüzde ki ünlü Avusturya Ulusal Kütüphanesinin temelini oluşturan koleksiyondur.
Osmanlı - Kutsal İttifak Savaşlarında, Belgrad'ı almıştır. (Tarihimizin bu kesimi bizde pek anlatılmaz!) Habsburg Hanedanı, onun komutanlığında tarihlerinin en geniş sınırlarına ulaşmıştır.

İbrahim Müteferrika ile tanışmıştır. Humbaracı Ahmet Paşa, (Müslüman olmadan önceki ismiyle Kont Bonneval) en yakın dostuydu. (Eski dostunun din değiştirmesine çok kızan prens, bir suikastla öldürülmesini teklif etmiştir.)






27 Haziran 2016 Pazartesi

Günün savaş filmi fragmanı: "Dunkirk" - Christopher Nolan yönetmenliğinde!

1940 Mayıs sonu - Haziran başında gerçekleştirilen Dunkirk tahliyesini anlatan bir film...Beklemeye değer...


24 Haziran 2016 Cuma

Günün kitabı: Hitler'in İkinci Kitabı / Hitler

Bugün, tanıtacağım kitap, çok ünlü başka bir kitabın gölgesinde kalmıştır. "Mein Kampf" (Kavgam) eserinin yazarı Hitler tarafından yazılan, "Hitler'in ikinci kitabı", bugün bloğumuzun misafiri.

Kitap Haziran 2016 tarihinde piyasaya sunulmuş. Ben, Eylül ayı başlarında aldığıma göre, çok yeni bir yayın.

Orijinal ismi, "Zweites Buch von Hitler" (Hitler'in ikinci kitabı) olan kitap, aslında dilimize, ilk olarak 1970 yılında, İlhami Kaya tarafından tercüme edilmiş ve Altay Yayınevi tarafından okuyuculara sunulmuş.

Tercümanın, bu baskısına yazdığı önsözde belirttiği gibi, çıkan ilk kitabın kapağında yer alan, büyük bir gamalı haç ve Adolf Hitler imzası, o günlerin karışık ortamında (12 Mart dönemi) kitabın çok kısa bir süre içerisinde, toplatılmasına yol açmış.

Kitabın ikinci basımı, 2002 yılında, Mavi nokta Yayıncılık tarafından gerçekleştirilmiş.

Benim ilgimi çeken, tercüman sayın İlhami Kaya'nın, birinci ve üçüncü baskılara yazdığı iki önsözü kitabın başında okuma imkanına sahip olmamız. Kullandığı üslubun, zaman içerisinde nasıl farklılaştığını ve tercümanın, yeni nesillerin anlamalarını kolaylaştıracak yeni bir dil kullanmaya, nasıl özen gösterdiğini fark ediyorsunuz. Tahmin edilebileceği gibi, 46 yıl önce dilimize tercüme edilen kitap, bu yeni baskısı için, tekrardan gözden geçirilerek, kullanılan dil güncelleştirilmemiş.


Kitabın alt başlığı dikkatimi cezbetti: "1928 yılından bir vesika" Orijinal metnin hikayesini bilince, bu alt başlık daha anlamlı bir hale geliyor.

1928 yılında, Hitler tarafından dikte edilerek, daktilo ile yazılmış olan bu belgenin orijinali, 824 sayfadan oluşuyor. Üzerinde düzeltmeler yapılmış olmasına rağmen, hiç bir zaman basılmamış ve savaşın sonuna kadar bir kasada saklanmış. 1945 Mayıs ayında, keşfedilip, İngilizlere bir kopyası verilen metnin orijinali A.B.D.'de saklanmış.

Uzun süre, orijinalliğinden şüphe edilen eserin, Hitler'e ait olduğu, yine ona ait başka bir eserde bahsedildiği keşfedilince, kesinleşmiş ve İngilizce'ye tercümesine ve basımına izin verilmiştir.

Kitabın "İçindekiler":

-3 ayrı "Önsöz"
-Giriş
-1. bölüm: Hayat mücadelesi
-2. bölüm: Politika meselesi
-3. bölüm: Askeri kuvvetin lüzumu
-4. bölüm: Hudut-İktisat-Panavrupa
-5. bölüm: Irk, savaş ve hakimiyet
-6. bölüm: Dış politika hakkında tenkit ve teklifler
-7. bölüm: NSDAP'nın politikası
-8. bölüm: Almanya'nın siyasi durumu
-9. bölüm: Almanya'nın dış politikasının esasları
-10. bölüm: Dış politika hedefleri
-11. bölüm: Almanya ve İngiltere
-12. bölüm: Almanya ve İtalya
-13. bölüm: Güney Tirol meselesi
-İlave

Kitap toplamda, 368 sayfadan oluşuyor. Benim alış fiyatım 23.- TL.

Kafalar fazla karışmasın diye, şunu özellikle vurgulamak isterim. Bu eserin orijinalinde, Hitler tarafından yazılan önsözde, kendisi, bu eserini, "Kavgam'ın 2. cildi" olarak isimlendiriyor.

Genel hatlarıyla, Almanya'nın ve Alman milletinin "geleceğini" tanımlayan ve "hak ettikleri" bu konuma nasıl ulaşabileceklerini anlattığı bir eser. Doğal olarak, "düşmanlarla sarılmış" bir milletin, savaşarak kaybettiklerini ele geçirebileceğini vurgulayarak, barış döneminde izlenmesi gereken dış politikaya ağırlık vermiştir.

Bu arada, sözünü ettiğimiz üçüncü eser, "Masa Sohbetleri" adı verilen, orijinali Prof. Gerhard Ritter tarafından derlenmiş ve 1951 yılında, Athöneum Yayınevince basılmış, bir kitaptır. (Orijinali, "Tischgespräche im Führerhauptquartier 1941-1942" Picker, Henry ve Gerhard Ritter /1951).Adından da anlaşılacağı gibi, Hitler'in akşam yemeklerinde, yaptığı konuşmaların derlenmesinden oluşan bir eserdir.
"Table Talk" adı altında, İnternette bulunabilirsiniz.
Hitler's TableTalk.pdf
İlgilenenenlere, fazlasıyla Hitler...

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
Kavgam

22 Haziran 2016 Çarşamba

Barbarossa Harekâtı'nın başlamasının 75. yılı nedeniyle, Alman hükümeti, bir video yayınladı.

Alman Hükümetinin resmi web sayfasından alıntı, Barbarossa Harekâtı'nın başlayışı nedeniyle, kısa bir video...




17 Haziran 2016 Cuma

Günün belgeseli: Hitler'in Savaşçıları - Erich Von Manstein

Alman ZDF kanalı tarafından, Alman araştırmacı gazeteci/tarihçi Guido Knopp'a hazırlatılan "Hitler's Krieger" (Hitler'in Savaşçıları) belgeselinden, Erich von Manstein'ın konu edildiği bölüm. 1998 yapımı, İngilizce altyazılı, yaklaşık 44 dakikalık, videoyu tavsiye ederim. Doğal olarak, askeri dehası, 2. Dünya Savaşı'nda komuta ettiği harekâtlar, Hitler'le olan sürekli çatışması, Nazi suçlarında ki yeri gibi konulara ağırlık verilmiş. Ama, kişisel hayatı, savaşa ve Nazizm'e olan yaklaşımı da eksik kalmamış.


13 Haziran 2016 Pazartesi

Günün kitabı: Teşkilat-ı Mahsusa tarihi / Cilt I: 1914-1916 / Ahmet Tetik

Bugünkü kitabımız, Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarından, Haziran 2014 tarihinde piyasaya sunulmuş. Yazarı Dr. Ahmet Tetik, 1958 doğumlu ve Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu. Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsünden doktorasını alan yazar, özellikle 1. Dünya Savaşı askeri tarihi hakkında bir çok eser vermiş.

-Kızılay ve Kızılhaç belgeleriyle Osmanlılara karşı işlenen savaş suçları (1911-1921)
-Halep Sığınma Evi (1921-1927)
-Batı Rumeli'yi nasıl kaybettik? / Fevzi çakmak (Ahmet Tetik'in derlemesi)
benim bulabildiğim eserleri.

Teşkilat-ı Mahsusa, son bir kaç sene öncesine kadar, çok az sözü edilen bir mevzuydu. Son yıllarda yayınlanan bir kaç anı kitabı ile yavaş yavaş gündeme gelen bu konu, ilk defa, tamamıyla arşiv belgelerine dayanılarak, derlenen bir kitaba konu oluyor. Yazar, Genelkurmay ATESE Başkanlığında arşiv şube müdürlüğü yapmış.

İstihbarat, karşı-istihbarat, propaganda, suikast, vb. daha bir çok faaliyeti örgütleyen, bu gizli servisin kuruluş tarihi bile tam olarak bilinmemektedir. Ağustos 114 tarihinde, resmi bir örgüt kimliğine kavuşan örgüt, teoride, 1. Dünya Savaşı'nın bitişi ile faaliyetlerine son verse de, Kurtuluş Savaşımız esnasında, faaldi.

Yazar, bu ilk ciltte, örgütün, İspanya-Fas, Trablusgarp, Rusya, İran ve Kafkas cephesinde ki faaliyetlerini anlatmış. Cephe gerisinde ki faaliyetlerin, cephede elde zafer veya yenilgilerde ne kadar önem taşıdığını düşünürsek, kaçırılmaması gereken bir eser.

Sunuş yazısı haricinde, 6 ana bölümden oluşan kitap, toplamda 500 sayfa ve satış fiyatı 30.- TL.

Her ne kadar, tarihi irdelerken, sadece arşivlere dayanılarak, (bir nevi, "arşiv fetişisti" olarak) yorum yapmamak gerektiği, gerçeğini unutmayalım. Ancak,"Teşkilat-ı Mahsusa" konusunda, bu eser ile çok büyük bir eksikliğin kapandığı da bir gerçek.

Büyük bir merakla, 2. ve 3. ciltleri bekliyorum.






10 Haziran 2016 Cuma

Stratejik deha Manstein'ın Hitler tarafından görevden alınması ve yerine "Savunma uzmanı" Model'in atanması!

31 Mart 1944 tarihinde Hitler, Obersalzberg'de yapılan toplantıda, Manstein'ı görevden alır.

"Bugüne kadar, Doğu Cephesi'nde gösterdiğiniz tüm başarılardan dolayı size teşekkür ederim. Ancak, savaşın bundan sonra ki gidişatında yapılacak tek şey, "tek geri adım atmadan savunma" olacaktır. Bundan dolayı, sizin "saldırı harekâtları" konusunda ki uzman tecrübenize ve stratejik kabiliyetlerinize ihtiyaç duymayacağız. Görevinizi bundan sonra, mareşal Model üstlenecektir." diyerek, Alman ordusunun, en yetenekli stratejik dehasını görevden alır.

İşsiz Mareşal...


7 Haziran 2016 Salı

"Atlas Tarih" dergisinin, 41. sayısı (Haziran/Temmuz 2016)!

Bu ay tarih meraklıları için bereketli bir ay; çünkü “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin yanında, tanıtmak istediğim ikinci bir dergi daha var.

O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 41. sayısı (Haziran-Temmuz 2016) çıktı.
Bu sayı, askeri tarih meraklıları için “dolu dolu” bir sayı olmuş. Doğrusunu söylemek gerekirse, 4 (Evet, yazı ile “dört”!) ayrı makale “askeri tarih” konusu içeriyor.

Kapak konusu olarak, “Bahriyeyi yeniden kurdu.“ başlığı ile aslanlı amiral Cezayirli Hasan Paşa’yı seçmişler. Nalan Dönmez Yakarçelik’in derlediği 8 sayfalık makalede, 1770 yılında ki Çeşme deniz muharebesinde büyük bir kısmı tahrip olan donanmamızı yeniden inşa eden amiralin biyografisi anlatılıyor. Güçlü bir donanma için sadece gemi inşaatı değil, neredeyse ondan daha önemli olan personel eğitiminin önemini anlayan Hasan Paşa, Kasımpaşa’da ki, Kalyoncu Kışlası’nı (Sessiz sedasız yıkılan!) kendine ait arazide, bizzat kendi parası ile yaptırmıştır.

Askeri tarih meraklılarının ilgisini çekecek olan diğer makale, Roma İmparatorluğu’na uzun süre kafa tutan, VI. Mithridates üzerine, İbrahim Dizman tarafından 8 sayfada derlenmiş. M.Ö. 120-63 yılları arasında, 3 ayrı savaşta, Roma’ya başkaldıran imparator, sonunda yenilmiştir. Ancak, gerek savaş taktikleri, gerekse kültürel kişiliği ile Anadolu tarihine damgasını vurmuştur.

Üçüncü ve dördüncü makaleler, özellikle benim gibi, “zırhlı araçlar” konusuna ilgi duyanların, bir kaç defa okuyacağı bir konuya değinmiş.

Her iki makaleye değinmeden önce, kısaca şunu vurgulayalım. Bundan 100 yıl önce, bu ay, 1. Dünya Savaşı’nın Batı cephesinde, “tank”, ilk defa bir savaş silahı olarak İngilizler tarafından kullanıldı. Bu bağlamda, dergide, “tank” silahını ele alan 2 ayrı makale yer alıyor.
Serhat Güvenç tarafından derlenen ilk makele, “İlk tanklarımızı Sovyetler hediye etti.” başlığını taşıyor. 1928 yılında, eğitim amaçlı alınan, Fransız FT-17 tankını saymazsak, ordumuzun, ilk zırhlı birliğini kurmasını sağlayan tanklar, 1932 yılında, Sovyetler tarafından hediye edilmiş olan T-26B tipi hafifi tanklardır. Serhat bey, 6 sayfalık yazıda, hem bu ilk zırhlı birliklerin kuruluş sürecini, hem de, bugün Harbiye Askeri müzesinin bahçesinde duran T-26 tankının öyküsünü anlatmış.

“Tank” silahının, muharebe alanlarında ilk kullanımını ele alan yazı ise, bloğumuzun okuyucularının yakından tanıdığı, Abdullah Turhal’a ait. “Almanlar, tankı önce, hasat makinası sandı.” başlığını attığı yazı, bir fikir olarak ortaya çıkışından, 1. Dünya Savaşı Batı cephesinde ilk kullanılışına kadar geçen süreci ele almış.

“Askeri tarih” içeren bu kadar yazıdan sonra, diğer makalelere bakalım.

Bu ayın “dosya konusu”, “Sinop’tan Rodos’a, Midilli’den Fizan’a Osmanlı’nın sürgünleri” başlığı ile Orhan Koloğlu ve Cengiz Kahraman tarafından, 16 sayfada okuyucuya sunulmuş.

Benim dikkatimi çeken diğer iki yazı şunlar:

“İstanbul’un şehir kütüphanesine ihtiyacı var.” başlığı ile Ayşegül Parlayan’ın Ramazan Minder ile yaptığı söyleşi.

Kader Elveren’in yazdığı “Hindistan’da Türk-İslam izleri” makalesini zevkle okudum.

Bu ayki sayfa sayısı 146 olan derginin, satış fiyatı 14.- TL.

Gazete bayiine.. (En azından eskiden öyleydi!)

Ilginizi çekebilecek diğer yazılar:

tarihdergileri

4 Haziran 2016 Cumartesi

Time dergisinde, Erich von Manstein'ın resmi!

Time dergisinin 10 Ocak 19444 tarihli sayısında, Erich von Manstein'ın portresi yer alır. Altında yazan, söz:

"Retreat maybe masterly, but victory is in the opposite direction." (Geri çekilme konusunda üstad olabilir; ancak, zafer,diğer yönde!")

Söz, Chuchill'e aittir. Dunkirk tahliyesi sonrasında, bazı İngiliz subaylar, "Başarılı bir tahliye yaptık." şeklinde yorumlar yapınca, "Savaş tahliyelerle kazanılmaz!" der. (Bazı kaynaklarda, söylendiği zaman ve mekan konusunda farklı verilere rastlanır.)

Savaşın ilerleyen dönemlerinde, özellikle 1943'ün ikinci yarısı ve 1944 başında, Alman ordusu özellikle Doğu cephesinde, büyük kayıplar vermekteydi. Wehrmacht'ın en ünlü ve Hitler'le açık açık söz dalaşına girme cesaretini gösteren ender subayların birisi olan Manstein'ın bu resmi, Hitler'in ona karşı duyduğu güvensizliği (ve kıskançlığı!) daha da arttırmıştır.

Propaganda Bakanı Göbbels ise, başlığın altında ki yazıdan yola çıkarak, Manstein'a "Marschall Rückzug" (Mareşal Ricat) adını takmıştır.

1 Haziran 2016 Çarşamba

“Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 25. sayısı (Haziran 2016)!

Her ayın, olmazsa olmaz, süreli yayını, “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin, 25. sayısı (Haziran 2016) çıktı.

Kapak konusu olarak,“Siyaset sahnesinde cinayet: Suikast / öldürülen insanlar, öldürülemeyen idealler“ başlığı ile J.F.Kennedy suikastının fotoğrafı, kapak resmi olarak kullanılmış. Sinan Çuluk, Ahmet Kuyaş, Murat Toklucu, Emin Nedret İşli, kapak konusu hakkında yazan bir kaç isim.
Kapakta kendine yer bulan diğer bir konu ise, „Sadrazamlar: Bir devrin başbakanları“ ismini taşıyor. İktidarı, dolayısıyla gücü paylaşan bu yöneticiler, „Paralel iktidar kuranlar“, „para vakıflayanlar“, düşük profilli olanlar“ şeklinde isimlendirilip, ele alınmış.
Ayşen Gür, 11 sayfada, kapak konusu olan „suikast“ olgusunu, tarihe damgasını vurmuş ünlü kişilerin öldürülmesi ışığında, farklı gruplarda toplayarak okuyuculara sunmuş. Caesar’dan, Kennedy’e, Wallenstein’dan, Heydrich’e kadar gerek zaman gerekse üstlendikleri roller açısından çok farklı kamplarda yer alan kişilikleri inceleyen, başarılı bir yazı ortaya çıkmış.
Benim, bu sayıda ilgimi çeken makalelerden birisi, „Elvis ve Nixon“ isimli filmi tanıtıyor. 1970 yılının son günlerinde, Rock’n Roll kralı Elvis Presley ve ABD Başkanı Richard Nixon’ın Beyaz Saray’da bir araya gelişini anlatan filmin senaryosunu ele alan makalae, „Ajanda“ kısmında, İpek Cent tarafından kaleme alınmış.
“Fotoğrafik hafıza” bölümünde, Ozan Sağdıç, “Büyük gösterinin Dünya prömiyeri” başlığı altında,1973 yılında gerçekleştirilen 1. İstanbul festivalini, 8 sayfada anlatmış.
“Spor tarihi”, giderek, derginin ayrılmaz köşelerinden birisi oldu. Bu ay "Albüm" kısmında “Futbolun millileri: Kırmızı-Beyaz, en büyük Türkiye” başlığıyla, futbol milli takımımızın tarihine 8 sayfa dolusu fotoğrafla yer verilmiş.
„Edito“ başlığı altında, editör Gürsel Göncü’nün yazısı, „interaktif“ kısmında, okuyuculardan gelen, e-postalar, fotoğraflar, soru ve cevaplar, Kasım ayında, gün ve gün, Dünya tarihinden seçmeler, bilmece ve çoktan seçmeli 10 soru, ajanda, gastro tarihi, kurmaca, hafıza-ı beşer, gezgin göz, isimli bir çok bölüm daha, farklı konularla okunmayı bekliyor.
„Zamanın izinde“ kısmında, bu ay, „Tek başlı yönetim ve koyunlar" başlığıyla, İsenbige Togan, Moğolların tarihinden Temücin ve Camuka’nın öyküsünü anlatarak, günümüze yönelik bir takım dersler çıkartmış.

Bu ayki sayfa sayısı 116 olan derginin, satış fiyatı 12.- TL.
Her ay olduğu gibi, yine “dolu dolu“ bir dergi okunmayı bekliyor.