Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

4 Ağustos 2016 Perşembe

13. SS Hançer Dağ Tümeni bölüm 2!

Alman kaynaklarına göre, 1943 yılı itibariyle, tümen mevcudu, 21.065 askerden oluşmaktaydı. Bilhassa, Bosna-Hersek sınırları dahilinde, Sırplara karşı mücadelede, Hançer tümeni, başarı göstermiştir. Bu örnekten yola çıkarak, Haziran 1944 tarihinde, “Kama” adı verilen ikinci bir Müslüman tümeni kurulmuştur.

Ancak, 1944 yılının sonlarına doğru, Kızıl Ordu’nun, Yugoslavya topraklarında ilerlemeye başlaması ile, Hançer tümeninden firar eden asker sayısı artmaya başlayınca, bu yeni kurulmakta olan tümenin, daha tam mevcuduna ulaşmadan, Hançer tümeni ile birleştirilmesi planlanmıştır.

Ancak, Kama tümeninde ki bazı Hırvat subayların organize ettiği başarısız bir ayaklanma denemesi sonucunda, bu fikirden vazgeçilmiş ve Eylül/Ekim 1944 tarihlerinde her iki tümen lağvedilmiştir.




Bu kısa derlemeden de anlaşılacağı gibi, “Müslüman SS tümeni”, üst komuta ve eğitici subay kademesi Alman ve Hırvat subaylardan oluşan, ağırlıklı olarak Müslüman askerlerin oluşturduğu bir askeri birlikti. 

Kuruluş nedeni, savaşta beklenenden fazla kayba uğrayan Alman ordusunun, işgal ettiği toprakları, kendilerine sempati duyan yerel halktan derlediği silahlı güçler aracılığıyla kontrol etme çabasıydı.


Şunu özellikle vurgulamak gerekir ki, Bosna Hersek’te, Arnavutluk’ta ve bu coğrafyada yaşayan Müslümanlar, Nazi ideolojisine duydukları sempatiden daha çok, Sırp ve Hırvat teröründen kurtulmak için bu oluşuma katılmışlardır.

Zaten, tümen dağıtıldıktan sonra da, birçoğu, Yugoslavya, tamamıyla Tito iktidarının kontrolüne geçene kadar, kendilerini savunmaya devam etmişlerdir.


Silahlı bir güç olarak, 2. Dünya Savaşı’nda ki faaliyetleri hem kısa süreli olmuş, hem de çok fazla bir başarı gösterememişlerdir. Bunun nedenleri bellidir.

- Askeri bir birlik olma süreci geç başlamıştır. (Yugoslavya Milletler topluluğu içinde, en son organize askeri güç olan grup Müslümanlardır.)


- Aldıkları eğitim yetersiz, teçhizat ve silahlar eski, lojistik destekleri zayıftı.


Kısacası, geç kalınmış, yukarıdan dikte edilmiş, kötü planlanmış ve az desteklenmiş bir askeri organizasyon idi.

Diğer taraftan, hiç olmazsa, savaşın son 1,5 yılında, kendi yaşam alanlarında, iyi/kötü kendilerini savunma imkânı bulmuşlardır.



Türk asıllılardan oluşan diğer bir SS - birliği olan, "Osttürkische Waffenverband der SS" (halk arasında bilinen adıyla Türkistan Lejyonu) başka bir yazının konusudur.

Kısa bir not:
Kudüs Müftüsü ’nün, bu birlik ile bağlantısı azdır. Nazi propagandası tarafından, Orta Doğu’da kullanılan ve bilinen bir isim olarak, müftü, yeni bir propaganda için kullanılmıştır.
Bu konuda, son 5 yıl içerisinde, 3 adet Almanca ve 1 adet İngilizce kitap yayınlanmıştır. Maalesef, gerek müftüyü, gerekse Müslümanları, Nazi ideolojisi ile birlikte, tam bir uyum içerisinde hareket eden unsurlar, olarak göstermeye çalışan, taraflı yayınlardır.

Fransız yazar Philip Mattar’ın yazdığı “Kudüs Müftüsü” isimli kitap, diğerlerine nazaran daha objektif olmaya çalışır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder