Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

10 Nisan 2017 Pazartesi

Bir ordunun beyni konumunda ki Genelkurmay kurumunun teori ve pratikte ki işleyişi hakkında Hans von Seeckt'den bir alıntı!

Birinci Dünya Savaşı sonrasında imzalanan Versay antlaşması ile savaşa damgasını vuran Alman Genelkurmayı lağvedilmiştir. (2. Dünya Savaşı ile kıyaslarsak, Alman Genelkurmayı 1. Dünya Savaşı'nda Alman Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünü tartışmasız elinde bulundurmuştur. Bundan dolayı, Müttefiklerin hışmına uğramıştır.)

İki savaş arası dönemde kurulan 100.000 kişilik Reichswehr'in başına gelen Hans von Seeckt, çok olumsuz koşullar altında görev yapmasına rağmen, 2. Dünya Savaşı'nın ilk döneminde, fırtına gibi esen Wehrmacht'ın temellerini atan subaydır. (Not: Kendisi 1918 yılında, Başkomutan Enver paşanın kurmay başkanı olarak görev yapmıştır.)


Her ne kadar, genelkurmay kurumu Versay anlaşması ile yasaklanmış olsa da, Alman ordusunun bu yeni kuruluş döneminde, gizlice faaliyet göstermeye devam etmiştir.

Temelleri iki Prusyalı subay Scharnhorst ve Gneisenau'nun, 1806 Jena ve Auerstedt yenilgileri sonrasında attığı Genelkurmay, özellikle Clausewitz'in fikir babalığı ve Moltke'nin etkisi ile Prusya-Alman askeri doktrininin merkezi ve ordunun beyni konumuna gelmiştir.

Özünde, kurmay eğitimi almış subayların bir araya gelerek, tüm sosyo-politik unsurlardan ve kişisel duygulardan arınmış bir biçimde, Silahlı Kuvvetleri yöneteceğini bir çalışma ortamı olarak düşünülmüştür.

Ancak, en iyi eğitim almış ve en sıkı disiplin ile yetiştirilmiş bir subay bile, eninde sonunda sosyal ve bireysel bir canlıdır. Bu kendisini, hem kişisel beklentiler hem de kariyer planları şeklinde belli eder. Diğer bir deyişle, yapılan analizler ve sonucunda ortaya çıkan planlar, hiçte öyle beklendiği gibi "saf bilim" ve "objektif değerlendirmelere" dayanmaz.

Bu gerçeği, en güzel Hans von Seeckt'in şu sözlerinde görürüz:

"Bir Genelkurmay tarihi kaleme alınacak olsaydı..bu oldukça müsbet bir çalışmanın tarihi olacak; kendini beğenmişlerden ve mağrur bir şekilde teslimiyet gösterenlerden; gösteriş ve kıskançlıktan, bütün insani zaaflardan, deha ile bürokrasi arasındaki savaştan ve zafer ile yenilginin gizli nedenlerinden söz edilecekti. Bazı şöhretleri ebediyen tarihe gömecek ve trajedi boyutundan da yoksun olmayacaktı." ("Hitler'in Generalleri konuşuyor." Liddel Hardt kitabından alıntı)

Başka söze gerek yok!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder