Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

7 Ağustos 2014 Perşembe

Askeri tarih yazımında klasik eserler ve yazarlar!

Askeri tarih yazımında, klasik olarak kabul edilen eserlerin büyük bir kısmı, “Batı uygarlığı” diye isimlendirdiğimiz bölgeden çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni, insanlığa miras kalan yazılı malzemenin büyük bir çoğunluğunun bu coğrafyada, çok daha iyi koşullarda korunmuş olmasıdır.

Asya ve Uzakdoğu coğrafyasında hüküm sürmüş olan uygarlıklardan kalan eserler ya zamanla yok olmuşlardır; ya da hala bulundukları ülkelerin kütüphanelerinde incelenmek ve küresel askeri tarih kültürüne eklenmek için beklemektedir.

Yunan tarihi açısından
Thukydides,
Xenophon,

Roma tarihi açısından
Polybius,
Tacitus, 

askeri stratejik düşünceyi yazıya dökmüşlerdir.

M.Ö. 400-320 yılları arasında yaşamış olan Sun Tzu, Savaş Sanatı isimli eseriyle sistematik bir yaklaşım göstermiştir. Aradan geçen 2000 yıllık süreden sonra, doğal olarak yazdıklarının bir kısmı farklı bir biçimde dile getirilse de, kitabında ele aldığı konulara dair verdiği bilgilerin çoğu evrensel bir nitelik taşır. 
B. H. Liddell Hart

“Strategy, the indirect approach” isimli kitabında

Balisarius,

Napoleon,

Clausewitz,

Moltke (the older)

gibi ünlü stratejistlerden birer alıntı yaparken, Sun Tzu’dan 14 alıntı yapar. [1]

Savaşa Batı ile Doğu’nun farklı düşünce biçimleriyle yaklaştıklarını düşünenler, Sun Tzu ile Clausewitz’i karşılaştırdıklarında, temel mantığın “küresel” olduğunu görürler. Başka bir yazımda  vurguladığım gibi, toplumlar yaşadıkları coğrafyanın belirlediği koşullar doğrultusunda silah, askeri organizasyon ve muharebe taktikler kullanırlar. Bu da doğal olarak çeşitli farklılıklar gösterir. Ancak, savaşın tek bir amacı vardır. Buna bağlı olarak, savaş stratejisi de zaman ve mekândan bağımsızdır.

Sun Tzu savaşı sadece askeri açıdan değil, siyasi, ekonomik ve sosyo-psikolojik yönleriyle ele alırken, askeri operasyonları, stratejik ve taktik açılardan inceler. O devirlerde kullanılan bir deyim olmadığından “operasyonel” harekât sözü, eserinde yer almasa da, verdiği öğütlerin bir kısmı bu konuya ayrılmıştır.

Diğer taraftan, Eski Yunan adını verdiğimiz çağda, askeri tarih yazımı olarak nitelendirdiğimiz eserlerde, “abartma” olgusuna sıkça rastlarız. (Günümüzden bakıldığında, “tarih yazımı” için kabul edilemeyecek olan bu özellik, o devir eserlerinin neredeyse vazgeçilmez bir özelliğiydi!)

Askeri tarih yazımı konusunda, Sun Tzu’yu bir direngi noktası olarak kabul ettiğimiz için, onun eseri ile yaptığımız bir karşılaştırma da karşımıza çıkan en büyük fark şudur:

Sistematik bir yaklaşım yoktur.

Yaşananların analizinden çıkarılan derslerden belli bir formül yaratılmaya çalışılmaz.

Xenophon, Sun Tzu ile aynı dönem de yaşayıp, Pers İmparatorluğu’nda ki bir iç savaşta savaşıp, geri çekilmek zorunda kalan paralı Yunan askerlerinin Yunanistan’a geri dönüş öyküsünü anlatır.

Ancak, askeri bir harekât öncesinde ve esnasında, göz önüne alınması gereken birçok olguya değinir.

-Birliklerin, kurulan kampın, lojistik desteğin ve hatta geri çekilme rotasının emniyeti,

-Muharebe esnasında baskın ve “ağırlık merkezi” gibi kavramların önemi,

-Uzun bir sefere çıkan ordu da dayanışma, güç tasarrufu ve moral gibi unsurlar sıkça vurgulanır.

Thukydides, M.Ö. 431 yılında, “Peloponnesos Savaşları’nın Tarihi”adlı eseri yazmıştır.

O devirde ki ismiyle, “strategos”, ayni ordu komutanı olarak görev yaptığından, yazdıklarının, askeri tarih yazımı açısından değeri büyüktür.

Devamı var...


[1] Mehmet Tanju Akad, Askeri Tarihte Stratejik Düşünce (İstanbul, Turkey: Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, 2013)., s.34             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder