Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

10 Ağustos 2014 Pazar

Thukydides ve Xenophon!

Askeri tarih yazımında, klasik olarak kabul edilen eserlerin büyük bir kısmı, “Batı uygarlığı” diye isimlendirdiğimiz bölgeden çıkmıştır. Bunun en önemli nedeni, insanlığa miras kalan yazılı malzemenin büyük bir çoğunluğunun bu coğrafyada, çok daha iyi koşullarda korunmuş olmasıdır.

Asya ve Uzakdoğu coğrafyasında hüküm sürmüş olan uygarlıklardan kalan eserler ya zamanla yok olmuşlardır; ya da hala bulundukları ülkelerin kütüphanelerinde incelenmek ve küresel askeri tarih kültürüne eklenmek için beklemektedir.

Bugün kısaca, Thukydides (Tukididis) ve Xenophon'un eserlerinden bahsetmek istiyorum.


Yunan tarihi açısından, Thukydides ve Xenophon; Roma tarihi açısından, Polybius ve Tacitus, askeri stratejik düşünceyi yazıya dökmüşlerdir.

Diğer taraftan, Eski Yunan adını verdiğimiz çağda, askeri tarih yazımı olarak nitelendirdiğimiz eserlerde, “abartma” olgusuna sıkça rastlarız. (Günümüzden bakıldığında, “tarih yazımı” için kabul edilemeyecek olan bu özellik, o devir eserlerinin neredeyse vazgeçilmez bir özelliğiydi!)

Askeri tarih yazımı konusunda, Sun Tzu’yu bir direngi noktası olarak kabul ettiğimiz için, onun eseri ile yaptığımız bir karşılaştırma da karşımıza çıkan en büyük fark şudur:

-Sistematik bir yaklaşım yoktur.

-Yaşananların analizinden çıkarılan derslerden belli bir formül yaratılmaya çalışılmaz.

Xenophon, Sun Tzu ile aynı dönem de yaşayıp, Pers İmparatorluğu’nda ki bir iç savaşta savaşıp, geri çekilmek zorunda kalan paralı Yunan askerlerinin Yunanistan’a geri dönüş öyküsünü anlatır.

Ancak, askeri bir harekât öncesinde ve esnasında, göz önüne alınması gereken birçok olguya değinir.

-Birliklerin, kurulan kampın, lojistik desteğin ve hatta geri çekilme rotasının emniyeti,

-Muharebe esnasında baskın ve “ağırlık merkezi” gibi kavramların önemi,

-Uzun bir sefere çıkan ordu da dayanışma, güç tasarrufu ve moral gibi unsurlar sıkça vurgulanır.

Thukydides, M.Ö. 431 yılında, “Peloponnesos Savaşları’nın Tarihi” adlı eseri yazmıştır.

O devirde ki ismiyle, “strategos”, ayni ordu komutanı olarak görev yaptığından, yazdıklarının, askeri tarih yazımı açısından değeri büyüktür.

Bahsettiği savaş, Atina’nın bir şehir devleti olmaktan çıkıp, Sicilya’ya kadar yayıldığı dönemde, ağırlıklı olarak Sparta ile yaptığı mücadele anlatır. Atina’nın gücü bir deniz kuvveti olmasından gelirken, Sparta, tamamen kara kuvvetine dayanan bir askeri politika izlemekteydi.

O devirde, sefere çıkan ordular, lojistik sorunlarını, geçtikleri bölgelerde satın alma, işgal ettikleri arazilerde yağma yoluyla çözmeye çalışırlardı. Her iki yöntemde kendine has bir takım zorluklar ve riskler içerdiğinden, genel anlamda lojistik, dar anlamda, “yeme-içme” sefere çıkan orduların en büyük sorunuydu.

Zaten, Yunanistan tarımsal verim bakımından kendine yetme konusunda bile zorluklarla karşılaştığı için, birçok Yunan şehir devleti, deniz ticaretine ve zamanla, “şehir kolonileri” kurmaya ağırlık vermiştir. Doğal olarak, deniz ticareti ve donanma ön plana çıkmıştır. Ayrıca, o devirlerde, yolların altyapısı çok zayıftı ve kara orduları sürekli olarak baskın tehlikesi altındaydı.

Şunu asla unutmamak gerekir ki, her ne kadar savaşın evrensel koşulları olsa da, aynı zamanda her bir muharebenin ve savaşın kendine has özel koşulları da vardır.

Benzeri yazılar için:
askeritarihkitapklasikleri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder