Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

16 Kasım 2015 Pazartesi

Cumhuriyet gazetesinden, Ergin Yıldızoğlu'nun, "Paris katliamı... Bir kolaj denemesi", isimli yazısı!

Paris'de gerçekleştirilen terör saldırısı sonucu, arka planda, sorulması gereken bir takım sorular sorup, ilginç teorileri ele almış.

Bu bağlamda, benim notum:

Japonların, 7 Aralık 1941 tarihinde ki Pearl Harbour baskını hakkında, Roosevelt ve bir çok üst düzey komutanın önceden, "olası bir Japon saldırısı ihtimalinin yüksekliğinden" dolayı, defalarca uyarıldığı sık sık yazılır. Tarihi gelişim malum...Sonuç, o güne kadar, 2. Dünya Savaşı'na katılma konusunda çekimser olan, Amerikan halkı, gönüllü oldu.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/419627/Paris_katliami..._Bir_kolaj_denemesi.html

Linkten ulaşamayanlar için:

"Ben bu yazımda, siyasal İslamın IŞİD kanadının militanlarının Paris katliamının ayrıntıları üzerinde durmak, beni o gece sabaha kadar TV5-Fr24 kanalları karşında tutan öfkeden, kederden, tiksintiden söz etmek yerine, bu olayı içine yerleştirebileceğim bir büyük resmi, çeşitli haber yorum parçacıklarından oluşan bir kolaj üzerinden düşünmeyi deneyeceğim. 

Paris’in 11 Eylül’ü
CIA’nın eski başkanı olan George Tenet, geçen hafta, internet dergisi Politico ile yaptığı söyleşide, 2001 yılının bahar aylarından başlamak üzere, George Bush hükümetini, ABD toprağında çok büyük bir saldırı olasılığı konusunda uyarmış olduğunu açıkladı. O zaman CIA’nın terörizme karşı mücadele bölümü başkanı olan Cofer Black, Mayıs 2001’de “saldırıya uğrayacağız. Bu büyük bir saldırı olacak, çok sayıda Amerikalı ölecek”... “Gerçek planların yapıldığı anlaşılıyor” diyormuş. Bush hükümeti bu uyarıları dikkate almamış.
 
Bu yılın 12 Ekim sayısında Paris Match dergisi, “Fransa’nın ISİS’in birinci hedefi olduğunu”, “11 Eylül çapında bir saldırının gerçekleşeceğine ilişkin uyarıların arttığını” bildirmiş. Paris Match’a göre “İstihbarat servisleri, böyle bir saldırının kaçınılmaz olduğunu söylerken engellenmesinin de olanaksız olduğunu vurguluyorlarmış” (Global Research,14/11/ 2015) 

Yeni savunma stratejileri
G.W. Bush Başkan seçilmeden iki yıl önce, New American Century isimli neocon kuruluş, yeni devlet başkanına verilmek üzere, radikal militarist öneriler içeren bir rapor hazırlamış, ancak “Amerikan halkının bu önerileri kabul etmeye henüz hazır olmadığını da vurgulamıştı. Bu raporun yazarları Bush yönetiminin savunma bürokrasisinin başına geldiler. 9/11’den sonra da bu rapordaki radikal önerileri hayata geçirmeye başladılar. 
 
France 24 TV kanalı, 5 Kasım 2015 yayınında, Fransız hükümetinin 4.5 milyar Avro’luk bir yatırımla yeni bir savunma bakanlığı kompleksi inşa etmekte olduğunu bildiriyordu. Paris’in güneyindeki Balard’da inşa edilecek, 22 futbol sahası büyüklüğünde etrafı füze saldırılarına dayanıklı duvarlarla çevrilecek altıgen bina, Hexagon- Balard olarak adlandırılacak, Fransa’nın Pentagon’u olacakmış. Hexagon-Balard hava, kara, deniz komutanlıklarını, askeri teknoloji geliştirme kurumlarını aynı çatı altında toplayacak, böylece daha çabuk ve verimli karar almayı, hızlı davranmayı kolaylaştıracakmış.
 
Paris katliam’dan sonra konuşan devlet başkanı Hollande, “Bu bir terörist ordunun, DESH’in cihat ordusunun Fransa’ya yönelik savaş eylemidir” dedi. Ertesi gün Der Spiegel, “Eğer bu Fransa’yı hedefleyen bir savaş saldırısıysa, NATO’nun sorumluğu ne oluyor” diye soruyordu. Hollande, “Fransa’nın tepkisi çok acımasız olacak” dedi. Ülkede olağanüstü hal ilan etti, sınırları çıkışa kapattı. Sağ partiler hemen seslerini yükseltiler, olağan şüphelilerin toplanarak tutuklanmasını istediler. Ordu Paris’e çağrıldı, kent artık işgal altında gibiydi... 

Bu sırada Almanya ve İngiltere
Der Spiegel’de yayımlanan bir yoruma göre, Alman dış politika ve savunma çevreleri, “sığınmacılar krizini kaynağında kurutmak için, Afrika, Ortadoğu, Asya ülkelerinde askeri operasyonlar düzenlenmesi gerekebileceğini” tartışıyorlarmış (Johannes Stern, WSWS, 12/11/2015). Spiegel’deki yazıya göre, “Fransa, İngiltere, Rusya’nın ardından Almanya da Suriye krizine doğrudan müdahil olmaya hazırlanıyor”. Die Welt de yorumunda, Paris saldırılarını, İslam Devleti kavramını kullanarak, tüm Avrupa’ya yönelik bir saldırı olarak değerlendiriyordu. 
 
İngiltere’de muhafazakâr, The Daily Telegraph’ın, savunma çevrelerine yakın yazarı Con Coughlin yorumuna, “Hepimiz İslam Devleti ile savaş halindeyiz. Geri adım atmamalıyız” saptamasıyla başlıyordu. Financial Times’da Gideon Rachman, Fransa’nın Esad konusundaki katı yaklaşımını değiştirmeye başlayabileceğini ima ederken, Philip Stephens, “Suriye iç savaşı Avrupa’nın büyük kentlerinden birinin kalbine geliverdi” dedikten sonra, ekliyordu: “IŞİD’e yönelik geniş çaplı bir saldırı sorunu çözmez, ama bir yerden de başlamak gerekiyor.Avrupa da Roma gibi savunmasının zayıflamasına izin verdi” (Niall Ferguson, The Times 15/11)..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder