Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

24 Haziran 2015 Çarşamba

Barbarossa Harekatı ve "pre-emptive strike" kavramı / Bölüm-2!

Biraz gecikmeyle, "pre-emptive strike" / Suvorov'un kıitabı "Buzkıran" yazımızın ikinci kısmı...



Kitapta savunulan tezlerden genel hatlarıyla burada bahsedersek:

-Stalin'in Avrupa'da bir savaşın başlamasını kışkırtmıştır.

Stalin’in, “komünizmi” yayabilmek amacıyla, Batı ve Orta Avrupa’da ki “emperyalist” güçlerin, birbiri ile savaşmasını istediği bilinen bir sır. Bu amaçla, her türlü provokasyon ve kışkırtmayı yaptığı da bir gerçek.

Ama, bu kışkırtmayı yapan sadece kendisi değil. Hitler ve Mussolini başta olmak üzere, 1. Dünya Savaşı’nın mağlupları, zaten rövanş isteği ile yanıp tutuşuyorlar ve ekonomik/askeri her türlü hazırlığı yapıyorlar.



-Stalin’in Hitler'i savaşa zorlayacak politikalar izlemiştir.
Hitler’i bir savaş başlatması için kışkırtmaya hiç gerek yok. O, zaten savaşa gitmek için önceden planladığı bir yolda adım adım ilerliyordu.

-Stalin, Batı ve Orta Avrupa’da ki “emperyalist” güçlerin, birbiri ile savaşmasının ardından Avrupa'yı istila etmek için hızla silahlandı. Uzun vadede, Sovyet diktatörün böyle planları olduğu kaynaklarla kanıtlandı. Ancak, 1930’lu yıllarda, bir çok ülke yeni bir savaş beklentisi içindeydi ve silahlanma yarışının bir parçasıydı. Bu gerçek, sadece Stalin’e ve S.S.C.B.’ne özgü değildi.

Yukarıda sözü edilen tezleri kanıtlamak için, Suvorow değişik “kanıtlar” öne sürer.

-S.S.C.B.’nin sahip olduğu askeri teknolojisinin -iddia edilenin tersine-, II. Dünya Savaşı öncesinde zayıf değil, güçlü olduğunu savunur.

-Stalin döneminde planlanan ve geliştirilen askeri teknolojinin tümüyle saldırı amaçlı olduğunu, buna paralel olarak savunma amaçlı teknolojilerin ihmal edildiğini vurgular.

-Barbarossa Harekatı'nın hemen öncesinde, Kızıl Ordu'nun, Almanya'ya taarruz planı doğrultusunda batı sınırlarında yığınak yaptığını yazar. Olası bir Alman saldırısını beklemeyen ve taarruz amaçlı konuşlanmış olan Kızıl Ordu’nun, bundan dolayı, Alman taarruzunun ilk haftalarında çok büyük askeri kayıplara uğradığını iddia eder.

2. Dünya Savaşı esnasında, Sovyetler'in Nazi Almanya'sına saldırı hazırlığı içinde olduklarını daha önce General Pyotr Grigorenko ileri sürmüştü. Çok sayıda Kızıl Ordu birliğinin Białystok bölgesinin batısında, işgal edilmiş olan Polonya topraklarında, konuşlandırıldığını vurgulayan Grigorenko, bunun ileride Nazi Almanya’sına sürpriz bir saldırı amaçlı olduğunu iddia etmiştir. Bu konumları sonucunda, Barbarossa Harekatı’nın başında, tüm bu birlikler, Alman orduları tarafından çok hızlı bir biçimde kuşatılmışlardır.

Suvorow “Buzkıran” isimli eserinde bu tezi daha ayrıntılı kaynaklar ve iddialarla desteklemektedir.
Bu konuda ki diğer yazılar:
ViktorSuvorov

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder