Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

26 Nisan 2016 Salı

Günün kitabı: Hitler'in Müslüman askerleri / M. Sami Sert

Bugün tanıtmak istediğim kitap, hem bildiğim kadarıyla, dilimizde kendi alanında tek, hem de yazarı ile kitap basılmadan önce, bizzat tanışma imkanı bulduğum bir eser.

Sami Sert, gerek biz Türkleri, gerekse Müslümanları, ilgilendiren bir konuya ilgi duymuş. 2. Dünya Savaşı'nın ikinci yarısında, Wehrmacht'da kurulmuş olan Müslüman/Türk kökenli tümenleri ele alan bir kitap yazmış.

Bilge Karınca Yayıncılık tarafından 2012 yılında piyasaya sürülen kitap, 494 sayfadan oluşuyor ve benim o zaman ki alış fiyatım, 25.- TL.


Yazının başında da belirttiğim gibi, kitap, bildiğim kadarıyla, kendi alanında bir ilk. Doğal olarak, kendisine örnek alabileceği bir çalışma yok. Sami beyle konuştuğumda, bu konuda, elimde bir kaç adet, Alman araştırmacı tarafından yazılmış kitap olduğundan tavsiye etmemin pek bir anlamı kalmamıştı. Çünkü, hem kitap basım aşamasındaydı, hem de kendisi Almanca bilmediğini söylemişti.

Kaynakça kısmında, çok az sayıda yabancı dilde esere yer verilmiş. Buda, her ne kadar bir eksiklik olsa da, kitabı okurken, bunun ortaya çıkan esere bir zarar verdiğini söyleyemem.

Araştırmacı/yazar, konuya gerçekten, mümkün olan bir çok açıdan ve derinlemesine analizlerle yaklaşmış. Almanya, Sovyetler Birliği, Türkiye, Afganistan, İran, Japonya ulusal ve uluslararası politikalar bazında ele alınmış.

Bunun yanında, Sovyet topraklarında yaşayan bir çok Türk kökenli kavmin, Sovyet devriminden başlayarak, 2. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar olan süreç içerisinde, hem Sovyet Rusya sınırlarında, hem de sürgün/iltica/kaçma şeklinde farklı nedenlerle yerleştikleri ülkelerde ki faaliyetleri, kitabın önemli bir kısmını kapsıyor. Kısacası, yazar, konuyu bir kontekst/bütün içerisinde aktarmak için, 3 sene boyunca araştırmış ve eline geçen bilgilerin çoğunu kitaba aktarmış.

Doğal olarak, bu kadar yoğun bir bilgi birikimini, bir kitap içinde derlemeye kalktığınızda, anlatım akışının bazı bölümlerde düşmesi, ya da gereksiz tekrarların oluşması kaçınılmaz. (Bazı bilgilerin, farklı bölümlerde tekrarlanması, konunun bütünlüğü açısından gerekli!)

Ancak, beni daha çok rahatsız eden konu, kitap baskısında kullanılan kağıdın kalitesi, daha doğrusu, kalitesizliği. "Saman kağıt" dediğimiz standarttan, biraz daha yüksek kalitede bir kağıt kullanılmış. Maliyeti ve buna bağlı olarak satış fiyatını mümkün olduğu kadar düşük tutmak için, böyle bir karar verilmiş olması ülkemiz koşullarında anlaşılır bir gerçek. Ama, kitapta kullanılan fotoğraflar bundan çok olumsuz etkilenmiş. Kağıdın "sarımsı" rengi, basım esnasında, fotoğraflara da yansımış.

Göze hemen çarpan diğer bir unsur, bir kısım fotoğrafların çok küçük basılmış olması. Neredeyse, büyüteç gerekiyor.

Ancak, konu ile ilgilenen herkes, saydığım bu unsurları, gözardı ederek kitabı okumalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder