Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

7 Nisan 2016 Perşembe

"Atlas Tarih" dergisinin, 40. sayısı (Nisan/Mayıs 2016)!

Bu ay tarih meraklıları için bereketli bir ay; çünkü “Bugünü anlamak için, #tarih“ dergisinin yanında, tanıtmak istediğim ikinci bir dergi daha var.

O da “Atlas Tarih”. İki ayda bir yayınlanan bu süreli yayının 40. sayısı (Nisan-Mayıs 2016) çıktı.
Bu sayıda askeri tarih meraklılarına hitap edebilecek bir makale olarak, benim gözüme İbrahim Dizman’ın yazdığı, 4 sayfalık, “Fatih’e karşı İstanbul’u savunan şehzade: Orhan Çelebi” başlıklı yazı çarptı. 600 kişilik bir birliğe komuta ederek, Bizans’lıların yanında, sonuna kadar çarpışan şehzade Orhan Çelebi’nin öyküsü, özellikle bizim gibi, zaferler ve kahramanlarla dolu bir tarih anlatımının hâkim olduğu ülkede, doğal olarak arka planda kalmış.

Doğrudan olmasa da, dolaylı yoldan “savaş” konusunu irdeleyen diğer bir makale, Kader Elveren tarafındna 8 sayfada kaleme alınmış. “Büyük savaş çığlık çığlığa geldi.” başlığını taşıyan makalede, 2. Dünya Savaşı sonrasında kadar, “Büyük Savaş” olarak adlandırılan, 1. Dünya savaşı’nın gelişini, sanatçıların önceden algılayışlarını kendisine konu edinmiş. Farklı sanatçıların bu öngörüyü eserlerine aktarışlarından örnekler verdiği makale, savaşın ana konusu olan, strateji, silah, muharebeler ve komutanlardan farklı olan bşr konuya odaklanmış. Bu değişik yaklaşım, kaçırılmaması gereken bir yazı ortaya çıkarmış. 

Kapak konusu olarak, “Sarayın en güçlü kadınları“ başlığı ile Hürrem, Nurubanu, Safiye, Kösem sultanlar seçilmiş. Ayşegül Parlayan, tarihçi Necdet Sakaoğlu ile onun kaleminden çıkan “Bu mülkün kadın sultanları” isimli eseri bağlamında, 12 sayfalık röportajda, Osmanlı sarayında iz bırakan güçlü kadınlar ve onların yaşadığı dönemi aktarmış.


Bu sayıda, ağırlıklı olarak, sanat tarihine ve bu bağlamda, tiyatro tarihine ağırlık verilmiş.

Sheakspeare’in, dilimize ilk tercümesinin 140 yıl önce yapılışı, Erol Üyepazarcı tarafından 8 sayfada ele alınmış.
Bu sayıda, tiyatro sanatına ayrılan ikinci yazıda, Cengiz Kahraman, 5 sayfalık makalesinde, “Otello Kamil” lakaplı tiyatro sanatçısının hayat hikayesini anlatmış. Bu bağlamda, ülkemizde, sanata ve sanatçıya verilen değeri bir kez daha gözler önüne getirmiş.
Ülkemizde tiyatro tarihi bağlamında yer verilen üçüncü yazı, Emre Aracı’nın 8 sayfada yazdığı, “Versailles operasının İstanbul’da ki eşiydi.” başlığını taşıyan makale. Tiyatro sanatına ilgi duyan sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan Saray tiyatrosunun öyküsü anlatılmış.
Dergide yer alan diğer yazılar arasında benim dikkatimi çekenler:
1870’lerden itibaren, İstanbul Üniversitesi bahçesinde yer alan tutukevinin tarihini, Ahmet Tetik,  “Her muhalif önce Bekirağa bölüğüne gelir.” başlığıyla 8 sayfada derlemiş.
Bu makalenin devamı olarak kabul edilebilecek bir sonraki yazı, İngiliz işgali sırasında aynı tutukevinden alınıp, Malta’ya sürgüne gönderilen İttfakçılar üzerine, gazeteci-yazar Orhan Koloğlu tarafından yazılmış. “İttihatçılar sürgünde” başlığı ile Koloğlu, derginin sabit sayılan sayfa adedi olan, 8 sayfada konuyu her zamanki akıcı üslubu ile sunmuş.
Bu ayki sayfa sayısı 146 olan derginin, satış fiyatı 12.- TL.
Gazete bayiine...(En azından eskiden öyleydi!)

Ilginizi çekebilecek diğer yazılar:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder