Öne Çıkan Yayın

Günün sözü: "Fransa'ya, "Liberté, égalité, fraternité", "süvari, piyade, ve topçuluk"'dan daha az rehberlik etmiştir."

"Liberté, égalité, fraternité" özdeyişi dilimize "Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" olarak çevrilebilir. Bu üçlemenin ne a...

12 Ocak 2017 Perşembe

„Sedan ve çevresinde konuşlandırılmış olan koruganları ve savunma mevzilerini aşmak isteyen Alman birlikleri 1.000.000 asker kayıp verirler!“

"Sedan ve çevresinde konuşlandırılmış olan koruganları ve savunma mevzilerini aşmak isteyen Alman birlikleri 1.000.000 asker kayıp verirler!“
Bu söz, savaş öncesinde, savunma mevzilerini gezen İngiliz heyetinde yer alan bir İngiliz subayına ait.

Fransız gazeteci ve yazar Henri Amouroux’un deyimiyle, 2. Dünya Savaşı’nda Fransa’nın kaderini belirleyen 3 günlük bir dönem vardır. 13., 14. ve 15. Mayıs tarihlerinde, Fransız ordusu, haberalma, keşif, savunma ve karşı saldırı konularında, Alman ordusunun uyguladığı yeni saldırı doktrini karşısında, tam anlamıyla yetersiz kalmıştır.

Diğer taraftan, stratejik ve taktiksel boyutta, Genelkurmay’dan, cephe hattına kadar tüm komuta kademesi ya kararsız kalmışlar ya da geç ve yanlış kararlar vermişlerdir.
Müttefikler, Alman birliklerinin Sedan‘a 1-2 haftada ancak varabileceğini hesaplamış ve ekstra önlem olarak, Maas nehri üzerinde ki, 43 köprüyü havaya uçurmuşlardır. (Aslında, bu bile yeterli olmamıştır. Rommel’in birliğine mensup askerler, nehir üzerinde, imha edilmemiş bir su benti bulup karşıya geçmişlerdir.)
Ancak, Almanların Maas nehrine ve Sedan şehrine ulaşmaları, sadece 3 gün sürer.
Her ne kadar, Fransızlar, bu duruma şaşırsalar da, savunmalarının gücüne ve doğal bir engel olarak Maas mehrinin avantajına güvenmektedirler. Ayrıca, savaş öncesinde, savunma mevzilerini gezen İngiliz heyetinde yer alan bir İngiliz subayı, Alman ordusunun bu savunmayı aşmak için, 1.000.00 kayıp vermesi gerektiğini iddia etmişti.
Bunun yanında, özellikle üst komuta kademesinde görevli subayların çoğu, 1. Dünya Savaşı tecrübelerine dayanarak, Alman piyadelerinin, ağır topçu bombardımanı olmadan saldırıya geçemeyeceklerini ve ağır topçu birliklerinin, Sedan önlerine gelmesininse 5-6 gün süreceğini hesaplamaktadırlar. Bu zaman süresince, savunmalarına daha fazla destek birliğinin ulaşacağını planlamışlardır.
Ancak, general Doumec’in vurguladığı saldırı öncesi yoğun bombardıman için, Alman doktrini yeni bir silah geliştirmiştir. Stuka isimli pike bombardıman uçakları, Alman ağır topçularının görevini başarıyla üstlenirler. Özellikle nokta atışlarında, yüksek bir isabet oranı ile kendilerini verilen görevi yerine getiren bu yeni tip bombardıman uçaklarına, Junkers ve Heinkel tipi orta menzilli bombardıman uçaklarının katılmasıyla, toplamda, 1.200 bombardıman uçağı bir kaç saatlik çok yoğun bir hava saldırısı gerçekleştirirler. Alman askerleri bile anılarında, bu saldırıdan nasıl etkilendiklerini anlatırlar.
 Buna paralel, Alman saldırıya hazırlanan tümenlerde ki topçu birlikleri de bombardımanı desteklerler. İşin ilginç tarafı, Fransız koruganlarının çoğu ağır hasar bile görmez. Ancak, bombardıman başlangıcından kısa bir süre sonra, Fransız askerleri, küçük gruplar halinde savunma hatlarını terk etmeye başlarlar. Bombardıman sonrasında ise, savunma hatlarında ve özellikle koruganlarda mevzilenmiş olan Fransız askerleri psikolojik olarak savaş dışı kalmışlardır.
Sürat tekneleri ile nehri aşmaya çalışan Alman istihkamcıları için, bu beklenmedik bir avantajdır. Fransız topçusunun ateşi dışında, fazla bir direniş ile karşılaşmadan nehri geçerler ve planlanan köprübaşlarının çoğunu fazla kayıp vermeden kurarlar.
Müttefiklerin 1.000.000 Alman askerinin hayatına mal olacağını hesapladıkları mevzileri, Alman birlikleri 120 ölü ve 400 yaralı askerle ele geçirirler.
İlginizi çekebilecek diğer yazılar:
1940Batıseferi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder